Etik Terminolojisine Proaktif Serzeniş

Üzgünüm ki, “etik” kavramı yerine kullanılabilecek bir sözcüğü Türk Dil Kurumu maalesef üret(e)memiştir. Etik kavramı başta olmak üzere daha öncelikli olarak sözcük üretilmesi gereken kavramlar dururken “selfie” kelimesinin özçekim olarak ortaya konulması ne derece önceliklidir.

Kamu kurumlarımız içinde belki de en proaktif olması gereken kurum “Türk Dil Kurumu” dur. Ama TDK bırakın proaktif olmayı, çoğu zaman reaktif bile olamamaktadır.

2008 yılından itibaren her yıl 25 Mayıs gününün ülke genelinde “Etik Günü”,  aynı günün yer al

dığı haftanın da “Etik Haftası” olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. Etik konusu son on yılda daha da önem kazanan bir olgudur. Din ve ahlak olgularındaki değişim  kısmen çözülme karşısında Felsefî temelleri de olan “Etik” kavramı, insanları sosyal yaşamda ve iş yaşamında çizgiye sokan, adeta had bildiren bir olgu haline gelmiştir.

Bu süreç temelini Aristo’ya kadar dayandırabileceğimiz erdem, özgürlük mutluluk  kavramlarının sınırlarının belirlenmesindeki sorunsaldaki algısal kayma, bu gün için toplumu birbirine bağlayan değerlerdeki yıpranma nedeniyle bir ölçüde Türk ve Dünya toplumlarında refleks olarak gelişmiş bir olgudur. Döneminde “emîn” sıfatı kullanılarak “Muhammed-ül Emin ismiyle çağrılan bir peygamberin temsilcisi olan dine mensup toplumumuzun uluslarüstü ölçekli bir şartı / bildirgeyi bu güne kadar sunmaması eksikliktir.

Etik, özellikle 2000’li yıllardan sonra, iş etiği, yargı etiği, tıp etiği, üretim etiği, kamu etiği vb. bir çok alt uğraş alanlarına yayılmıştır.

Şimdi okurlarımızın bir çoğu “etik” yerine bizim “ahlak” kavramımız var zaten diyebilirler. Ancak konuyu yakından inceleyenler ve uzmanları bilirler ki, etik ile ahlak kavramları arasında nüanstan öte, önemli anlam farkları bulunmaktadır. Bu vesile ile, çoğu insanın bilmediği ETİK ile AHLAK kavramları arasındaki farkı belirtelim.

Etik sözcüğü en yalın tanımıyla karakter, davranış, alışkanlık, gelenek gibi anlamlara gelen yunanca “ethos” sözcüğünden türetilmiştir.

Etik felsefenin ahlaki değerlerini inceleyen bir dalıdır. Yanlışı doğrudan ayırabilmek amacıyla ahlak kavramını anlamaya çalışır. Felsefenin bu dalı insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkileri, temelini oluşturan değerleri, kuralları doğru yanlış ya da iyi kötü gibi ahlakî açıdan araştırır.

Ahlak; Arapça “hulk” kökünden gelmektedir. İngilizce karşılığı olan “moral” ise Latince “mos” sözcüğünden türetilmiştir. Ahlak gelenek görenek ve alışkanlık anlamına gelmektedir.

Ahlak ve Etik İlişkisi

Genel olarak baktığımızda etik ve ahlak arasında bir anlam farkı yoktur; ancak kullanımlarına göre farklı şeyleri nitelerler:

Ahlak, toplumdan topluma, toplum içindeki farklı gruplara ve bu grupların dinsel, cinsel etnik kimliklerine göre, değişen yazılı olmayan ve insanlar arasında uyulması gereken kurallarıdır.

Etik ise bu tür davranışları felsefi olarak açıklayan, inceleyen ve değerlendiren bilim dalıdır. Ahlak önemli ölçüde insan karakterinin bir türevi veya fonksiyonu iken, etik, bireyden biraz daha bağımsız ilkeler bütününün ön planda olduğu bir kavramdır. Bu çerçevede, etik ahlaka göre daha evrensel ve genel geçerliliğe sahip bir karakter taşımakta olduğunu söyleyebiliriz.

Etik bilgisinde en önemli soru amaçların veya varılmak istenen hedeflerin kendi içlerinde “iyi”olup olmadığıdır.

Bu derin konuyu şanına uygun olarak daha özel yazılarda ve konferanslarda sürekli işlemekteyiz. Sadede gelirsek:

Sonuç:

Türk Dil Kurumu’nun Selfie nin Türkçe karşılığını medyatik bir şekilde tanıtarak hatta personeli ile birlikte bir özçekim/selfie yaparak duyurmasını önemsiyorum ve faydalı buluyorum. Sorun, şimdiye kadar bu kurumun sözcük üretmekte neden bu kadar geride kaldığı, sözcük üretmekte neden proaktif olamadığı ve sözcük üretmekte neden medyayı (etkin) kullan(a)madığıdır.

Başta tüm kamu kurumlarımızın bürokratik kadroları, teknokrat kadroları ve bu kurumların başındaki yöneticiler / liderler bilsinler ki, toplumdaki mobilizasyon / devingenlik ve yaşam kalıplarındaki hızlı değişim, kültürel dokuda da  hızlı bir şekilde (gecikmeksizin) sürdürülmesi gerekmektedir. Bu konudaki geç kalmışlığın faturası, dilimizin bu gün için evrensel bir dil haline gelmiş İngilizce karşısında hızla erimesine sebep olmaktadır.

Siyasal kazanımlar kültürel kazanımlarla örgülenmediği sürece, ithal ettiğimiz teknolojiler bizi biz yapmaktan çıkarıp, emperyalist kitlenin mut’i neferleri haline getirecektir. Bu ve bu gibi konularda daha bilinçli ve daha uyanık ve hatta daha özverili olmamız dileğiyle esen kalınız efendim.

Not:

http://www.bilgiagi.net/belirli-onemli-gunler-ve-haftalar-kutlamalar/66803/ linkinde bulunan “belirli önemli gün ve haftalar çizelgemde eksiklik ve yanlışlıklar varsa okurlarımın e posta ile veya sosyal medya ortamında katkı sağlamalarını bekliyorum. Katkılarınız bizim için önemlidir.

YORUM EKLE