İster inanın ister inanmayın, Okinawa, Sardunya, Girit adası gibi yerlerde yaşayan dünyanın en uzun ve sağlıklı insanlarının sporla bir münasebetleri yok (1).
Ne halter kaldırıyorlar, ne yürüme bandında koşuyorlar, ne de spor salonlarına gidiyorlar.
Onlar sporlarını farkında olmadan günlük normal hayatları sırasında yapıyorlar, bahçe ile uğraşıyorlar, hayvan bakıyorlar, her yere yürüyerek gidiyorlar ve evlerinde işlerini kolaylaştıran hareketlerini azaltan hiçbir alet bulunmuyor.
Günümüzün modern insanı ise her yere bir vasıta ile gidiyor, merdiven çıkmıyor, bütün gün bilgisayarın karşısında oturuyor.
Siz de işinize, çarşıya, pazara, arkadaşınıza yürüyerek gidin, yürünmeyecek kadar uzak bir mesafe ise aracınızı uzağa park edin, genel taşıtlarla gidiyorsanız, geç binin erken inin, kendinize yürümeye fırsat yaratın, çocuğunuzu da okula yürüyerek götürün.
Amerikan Kanser Derneği’ nin bir araştırmasına göre, haftada 6 saat yürümek bile kanserden, solunum yolu ve kalp-damar hastalıklarından ölümleri azaltıyor.
Yürüme beyninizin de en iyi ilacıdır. Her gün yürüyen insanlarda bunama yüzde 40 daha az görülüyor.
Bir defada uzun süre yürümek size uygun değilse bir saatte 5 dakika yürümek de aynı şekilde faydalıdır. Masanızdan kalkın, odanın içinde dolaşın, bu bile işe yarıyor.
Yeteri kadar hareketliliğin ölçüsü nedir?
Bir gazetede yer alan bir sohbette “Peki ya spor? Ne kadar ve hangi sporu yapalım?” sorusuna şu cevabı vermiştim (2):
“Günde ortalama 30 dakikadan haftada ortalama 150 dakika ılımlı veya 75 dakika sıkı egzersiz şeklinde bir ölçü bildirilir ama ben bunu doğru bulmuyorum.
Bunun bir ölçüsü yoktur, insanlar sürekli hareket halinde olmalıdır, her işlerini kendileri yapmalıdır.
Mümkün olan her yere yürümelidir, asansör kullanılmamalıdır, bütün eklemleri hareket ettirmek gerekir. Bunun için en iyisi yüzmektir.
Ben spor salonlarına gidilmesi, deli danalar gibi koşulması, haftada bir halı sahada iki saat top oynanması gibi aktiviteleri son derecede yanlış buluyorum.
Hareket, günlük hayatın akışı içinde farkına varılmadan yapılmalıdır ve sürekli olmalıdır. Yeni bir araştırmada aktif spor yapanlar uzun süre oturarak çalışıyorlarsa bunun bir işe yaramadığı gösterildi.”
Gelelim neticeye
BİR: Dünya Ekonomik Formu’ nun bu haberi duygu ve düşüncelerime tercüman olmuş. Ben de tıpkı onlar gibi spor salonlarına gidilmesini, kan ter içinde deli danalar gibi koşulmasını doğru bulmuyorum.
İKİ: Elbette hareketli olmamız şart ama bu, günlük hayatın içine sindirilmiş olan, fark edilemeden yapılan egzersizler şeklinde olmalıdır.