Doctors Company tarafından yapılan bir araştırmada USA’ da 10 doktordan 7’ sinin çocuklarına veya yakın aile fertlerine doktor olmayı tavsiye etmedikleri ortaya çıktı (1).Araştırmaya göre, doktorların yarısından fazlası gelecek 5 sene içinde emekli olmayı planlıyor ki bunların üçte birinin yaşı 50’ nin altında.
34 binden fazla doktor üzerine yapılan araştırma doktorların çoğunun elektronik sağlık kayıtlarına uyum ve yeni ödeme modellerinin geleneksel doktor-hasta münasebetlerini ve hasta bakım kalitesini bozduğunu gösteriyor.
Sebepleri ülkeden ülkeye farklılıklar gösterse de tüm dünyada doktorların mesleklerinden memnun olmadıkları biliniyor ve bizde de durumun farklı olmadığını biliyoruz.
Dünyanın her yerinde doktorluk mesleğini layığı ile icra etmek günden güne zorlaşıyor.
Depresyon, tükenmişlik sendromu, intihar ve intihara teşebbüs oranları en yüksek meslekler içinde tıp başta geliyor.
Bugün hayatta olsalardı Hipokrat’ ın da İbni Sina’ nın da bu tür zorluklar yaşayacaklarından adım gibi eminim.
“Ne doktorlar istedi de varmadım” sözü gerçek oluyor
Yakın yıllara kadar küçük çocukların çoğu ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ sorusuna, göğüslerini gere gere ‘Ben büyüyünce doktor olacağım’ diye cevap verirlerdi.
Genç kızların hayâllerini de beyaz atlı bir prens değil, beyaz gömlekli, gözlüklü bir doktor süslerdi bir zamanlar. Onlar için bir doktorun karısı olmaktan daha güzel bir kısmet düşünülemezdi.
Evde kalmış kızlar ise etraflarına ‘Beni ne doktorlar istedi de varmadım’ diye güya hava basarlardı, sanki bin bir pişmanlık içinde oldukları anlaşılmıyormuş gibi.
Ama heyhat, o günler çok gerilerde kaldı.
Artık ne çocuklar doktor olmak istiyorlar, ne de kızların rüyasına girebilen beyaz gömlekli genç doktorlar var. Yaşı geçmiş çirkin kızlar da hiç pişman değiller bir doktora varmadıklarına.
Toplumun her alanındaki yozlaşmadan, doktorlar da nasiplerini alıyorlar ve tüm dünyada kutsal meslek olarak bilinen doktorluğun saygınlığı mum gibi eriyor (2).
Gelelim neticeye
Benim iki çocuğum da tıbbı asla düşünmediler; bunda muhtemelen babalarının sabah onlar yatarken evden çıkıp akşam onlar yattıktan sonra eve gelmesi; tatil günlerinde bile elinden dergi, kitap düşmemesi; kendilerine neredeyse hiç vakit ayırmamam etkisi olmuştur.
Zaten ben de onlara hiçbir zaman tıp tahsili yapmaları tavsiyesinde bulunmadım.
Tıbbiyeyi seçenlerin sayısı giderek azalıyor ve yakın gelecekte talebin daha da azalacağını düşünüyorum.
İlgililerin tıbba azalan bu alakanın sebeplerini ciddi şekilde araştırmaları ve çözümler bulmaları şart.
Etıbbanın yerini otçu-çöpçü, kırıkçı-çıkıkçı, okuyan üfleyen mutatabbipler almaya başlayacak diye de endişe ediyorum.
Kaynaklar:
1.https://www.medscape.com/viewarticle/903051?src=soc_tw_181210_mscpedt_news_mdscp_survey&faf=1