Dostlar merhaba;
Bu yazıda ülkemizi bekleyen bir tehlikeden söz edeceğim;
Dikkat.. Dikkat..
Doğurganlık hızımız sürekli düşmekte..
TÜİK tarafından, 13 Mayıs 2020 tarihinde 2019 yılına ait açıklanan toplam doğurganlık hızı 2,10 yenilenme düzeyinin çok altında kalarak son 60 yılın en düşük seviyesi olan 1,88 seviyesinde gerçekleşmiştir. (https://tevfikbulut.com/2020/06/18/dusuk-dogurganlik-turkiye-icin-tehdit-mi-olusturuyor/).
Peki, nedir, bu doğurganlık hızı?
Bir kadının doğurganlık dönemini içine alan 15 ile 49 yaş arasında doğurabileceği ortalama çocuk sayısını gösteren bir değişken.
Biraz ürkütücü bir seviyeye düşmüştür.
Gelişmiş ülkelerde bir neslin yenilenme düzeyi eşik değeri 2,10 seviyesi olarak görülmektedir.
Diğer bir deyişle, kadın başına ortalama doğum sayısının en az 2,10 seviyesinde olması gerekir.
Bizde ise bu değer 1,88 seviyesine düşmüştür.
Genç nüfus potansiyeli ve avantajımızı hızla kaybetmekteyiz.
Japonya bu gerçeği çok iyi bilerek yaşlı nüfusun getireceği dezavantajları elimine etmek için Toplum 5.0 programını başlatmıştır.
Robotlarla birlikte çalışabilecek yeni bir toplum anlayışına işaret eder.
Sanayide “endüstri 4.0” a evet, ama toplumda da bunun bir karşılığı olmalı değil mi?
Elbette, eğitim, refah ve kariyer ilerlemeleri doğurganlığı azaltabilir, ama ekonomik krizler ve “gelecekten yaşam umudu” gibi ekopolitik olgular da bu düşüşlerde pay sahibidir.
Türkiye bu konuya öncelikle eğilmeli ve aile başta olmak üzere, çocuk-genç-eğitim ve sosyal politikalarda yeni güncellemelere gitmelidir.
Sevgiyle ve üretkenlikle kalın.