Yazar, Şair Dinçer Sezgin’e mektuplar yayımlandı, Kurşun Kalem Dergisinin son sayısında.
1939 ile 2010 yılları arasında 71 yıllık bir ömür.
Edebiyat öğretmenliği, şiir, öykü, programcılık, yapımcılık, deneme yazarlığı gibi sanatın birçok dalında ürünler veren üretken bir yazar.
Son öykü kitabı “Gözlerinde Mavi Kuşlar”..
İpek gibi bir söylem..
Dosyada; Hüseyin Yurttaş, Mine Hoşcan Bilge, Gönül Çatalcalı ve daha birkaç yazarın mektup ve yazıları bulunmakta.
Bu yazıda, yazar Mine Hoşcan Bilge’nin “sesleniş”ine değineceğim.
“Sayın Dinçer Sezgin,” diye başlayan mektuptaki ‘sayın’ sözcüğünün sakladığı anlamları açımlıyor yazar ilerleyen satırlarda..
Elbette bunu kavrayabilmek için, metni; anlam, anlatım, konu, yazınsal değer ve özgünlük gibi ” metin çözümlemesi” nin unsurlarıyla irdelemek gerekir.
Bu yazıda yalnızca yazının “çağrışımlarına” değinmekle yetineceğim.
Mine Hoşcan Bilge İzmir Öykü Günleri’nde dinliyor, tanıyor Dinçer Sezgin’i.
Sonrasında tanışıp sohbet ediyorlar.
Ondan Ege’yi, öykücülüğü dinleyince, “…bir mekâna ait olmanın önemini” düşünmeye başladığını belirtiyor, ilk paragrafta.
Evet, burada bir “bağlanma” seziyoruz..
Ege’ye, öyküye, usta bir yazara ve yazıya..
Ve bir kez daha haklı çıkıyor, Jean Paul Sartre, “… yazmak, özgürlük istemenin bir biçimidir; bir kez yazmaya başladınız mı, ister istemez bağlanmışsınızdır.”(J.P.Sartre, Edebiyat Nedir, s,64)
Mektubun devamında Dinçer Sezgin’ den öğrendiklerini anlatıyor eleştirmen-yazar.
Güçlü iletişim, yazar kişiliği ve kimliği, edebiyatta ve her alanda usta-çırak ilişkisinin önemi gibi konularda deneyimler..
Burada yaşamsal bir çıkarım söz konusu.
Şöyle belirtilmiş yazıda:
“…yine İzmir Öykü Günleri’nden, yeni bir karar ve sözle dönmüştüm kendi kentime. Ustaları okuyacak hatta bilinçli seçimler yapacak ve metinleri daha derinliğine inerek okumaya ve anlamaya çalışacaktım…” (Kurşun Kalem 52, Nisan-Mayıs-Haziran 2019, s, 70)
Edebiyatın ve romanın temel sorunsallarından birine değinilmiş sonlara yakın bir yerde.
“…yazarın hayatı metne ne kadar dâhildir?”…”
Edebi ve insani açıdan bir “vefa borcu” nun ödenmesiyle kalmayıp bize yazının ve edebiyatın temel izleklerini duyumsatan bu metnin yazarına içten teşekkür ederiz.
Kurşun Kalem Dergisinde Dinçer Sezgin’e Mektuplar Dosyasında yer alıp yayımlanan Mine Hoşcan Bilge’nin yazısına mektup mu desem, yoksa yazınsal mektup mu veya mektup roman mı?
Üzerinde daha geniş düşünmeye devam edeceğim.
Her yazı bir özgürlük çağrısıdır çünkü..