Çocukla Doğru İletişim Nasıl Kurulur;
“İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir.” Barış Manço
Çocukla etkili iletişimin temeli , tatlı dil ve güler yüzle atılır. Çocukla konuşurken ağzımızdan çıkan sözler kadar yüzümüzün aldığı şekil ve beden dilimiz de son derece önemlidir. İletişim kurarken beden dilimizi çocuğa uygun hale getirmek, tepeden bakmamak, ulaşılabilir ve yakın olmak, ancak çocuğu tedirgin edici şekilde yakın olmaktan da kaçınmak, göz kontağı kurmak, iyi bir dinleyici olmak, en önemlisi de samimi ve içten olmak sağlıklı bir iletişimin temel kuralları olarak özetlenebilir.
Burada en önemli noktanın samimi ve içten olmak olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyorum. Son yıllarda anne babalar çocukla nasıl iletişim kurulacağı yolunda o kadar çok makale okudular, o kadar çok danışmanlık aldılar, o kadar çok başkalarını taklit etmeye çalıştılar ki asıl önemli olanın samimiyet, içtenlik ve doğallık olduğunu unuttular.
Ebeveynlerin çoğu, daha çocuklarıyla konuşmaya başlamadan, “Böyle söylersem böyle olur, böyle yapmalıyım, şöyle yaparsam hata yapmış olurum, yanlış bir şey söylersem ne olur, geçen gün okuduğum yazıda diyordu ki vb.” kaygılarla başladıkları sohbetlerinden yorgun, gergin ve kaygılı çıkıyorlar. Mükemmel olma ve hata yapma korkusunun sonunda endişe ve kaygı yarattığını hepimiz biliyoruz. Çocuğumuzla konuşurken taşıdığımız bu duyguların ona da geçeceğini, gitgide doğallıktan uzaklaşılacağını ve amaca ulaşmayacağını da unutmamalıyız.
Çocukla İletişimde Doğru Yaklaşımlar
1. Anne, baba ve çocuk arasındaki en önemli dilin sevgi dili olduğu unutulmamalı… Anadolu’nun yetiştirdiği büyük ozan ve bilge Yunus Emre’nin dediği gibi “Sevgi gelince tüm eksikler biter” …
2. Sevgi ilişkisi var olduğu sürece kurulacak iletişim, söylenecek sözler, bunun çocuk üzerinde yaratacağı olumsuz izler konusunda endişelenmenin anlamsızlığı da ortaya çıkacaktır.
3. İletişimde en önemli unsurun samimiyet ve doğallık olduğu asla akıldan çıkarılmamalıdır. Kendi anne babanız, eşiniz ve yakın arkadaşlarınızla kurduğunuz iletişimde sizi en çok rahatlatan unsurların samimiyet ve doğallık olduğunu bir kez daha hatırlayın… Karşınızdakinin samimi olup olmadığını ne çabuk anladığınızı, samimiyetsizlik ve yapmacıklıktan duyduğunuz rahatsızlığı anımsayın… Aynı şekilde çocuğunuzun da doğal ve içten bir iletişim şekline ihtiyacı olduğunu anlayacaksınız.
4. “Söz gümüşse sükût altındır”. Çocuğunuzun sizin söyleyeceklerinize, bilgilerinize ihtiyacı olduğu kesinlikle yadsınamaz… Ancak iyi bir dinleyici olmanın da onu ne kadar rahatlattığını göreceksiniz. İyi bir dinleyici olmanız ileride onun da sizi can kulağıyla dinlemesini sağlayacaktır. Konuşurken onun sözünü kesmemeye dikkat edin, ama onu da sizin ve başkalarının sözünü kesmemesi gerektiğini anlatın.
5. Çocuğunuza bir şey anlatırken çok uzun cümleler kurmamaya, yalın ve sade bir dille konuşmaya özen gösterin. Doğal olun. Uzun uzun açıklamak, konuşmak her zaman sizin istediğiniz sonuçları yaratmaz. Çocuğunuzun gözünde çok bilen, çok açıklayan değil çok konuşan anne- baba olursunuz. Özellikle okul öncesi dönem ve ilkokulun ilk yıllarındaki çocuklarda kısa, sade ve net konuşmak daha iyi olacaktır.
Yazar Prof. Dr. Acar Baltaş’ın “ Çocuklarımızı Nasıl Mutsuz Ederiz ” yazısını da okumanızı tavsiye ederiz.
6. Anne babaların çoğu çocuklarının kendileriyle çok konuşmadığından, okulda ne olduğunu anlatmadığından yakınmakta… “Akşam eve geldiğimde, ‘bugün okulda ne yaptın?’ diye soruyorum, cevap vermiyor. Ya da hiçbir şey yapmadım diyor. Ne yapmalıyım?” Hangimiz kapıdan girer girmez sorulan, “bugün ne yaptın?” ya da “günün nasıl geçti?” sorularına kibarca ve açıklayıcı cevaplar veriyoruz… Önce bir oturup rahatlamak istemez, sonra da kendiliğimizden o günkü ilginç şeyleri paylaşmaya başlamaz mıyız? Çocuğumuza da bu fırsatı versek nasıl olur? Önce sohbet etsek, o gün neler yaptığımızı, yaşadığımız ilginç olayları anlatmaya başlasak mesela… Belki o zaman o da yaşadığı bir anı paylaşmak isteyebilir… Yani sorgulayıcı olmak yerine paylaşımcı olmak… Kendi anne babalarınızın yaptıklarını anımsamaya ne dersiniz? “Bugün çok işim vardı, bugün çok yemek yaptım, bugün Nermin hanım geldi, öğleye kadar elektrikler yoktu vb.”
7. Doğal ve keyifli iletişimin en rahat kurulduğu yer ve zamanlardan birisi de yemek masaları ve yemek saatleridir. Ne yazık ki son dönemde çocukların sağlıklı beslenmesi adına bu zamanlar “yedin-yemedin” söylemleri ile geçiyor. Sonuçta da elimizde kalan, ağlayarak masadan kalkan çocuklar, bazen fiziksel açlık, bazen de duygusal açlıkla sonlanan yemek zamanları oluyor…
8. Çocuğu yargılamamak, beklenti içinde olmamak ve koşulsuz kabul de; çocuğumuzla iletişim kurmada işimizi kolaylaştıracak, çocuğumuzun bizimle rahat iletişim kurmasını sağlayacak önemli noktalardan birkaçı… O gün arkadaşı ile bir olumsuzluk yaşayan çocuğa hemen, “Sana vurdu mu? Sen ne yaptın? Onunla oynama! Öğretmenine söyleseydin!” vb. sözlerle yaklaşmak sorgulama ve yargılama içermektedir. Bunun yerine çocuğu dinleyerek, o esnada ne hissettiğini öğrenmek, duygusunu ifade etmesine izin vermek çok daha sağlıklı olacaktır.
Sonuç olarak yapay, samimiyetten uzak iletişimi bir kenara bırakıp, doğal, içten, samimi, yargılamayan, sorgulamayan iletişim şekliyle yolumuza devam edelim…
Herşeyin başı dinlemektir dinleyin
Bu kadar önemli bir konu kadar güzel anlatılamazdı emeğinize sağlık hocam