Ülkemizde her dört kişiden birinin çekap yaptırıyor olmasını gerçekçi bulmadım, oranın çok daha düşük olduğunu düşünüyorum.
Sağlıklı insanların çekap yaptırması zaten akıl ve mantık dışı bir şey, tamamen ticari bir uygulama.
Çekap yani rutin kontrol sadece kalıtsal olarak veya çevresel olarak belirli risklere sahip olan kişiler için uygun olabilir ama burada da bu kontrolün kişiye özel olması icap eder.
Bir başka ifade ile herkes için yapılması gereken rutin tetkikler farklıdır.
Oranın erkeklerde daha yüksek olması anlaşılabilir bir şey, erkekler muhtemelen çalıştıkları işyerleri tarafından istekleri dışında bu uygulamaya katılıyorlar fikrindeyim.
Kanserlerin erken teşhisinin büyük tabloda insanların çoğunun zarar görmesi (overdiagnosis-overtreatment) anlamına geldiğini hatırlatmak isterim.
Evet, erken teşhis bazı kişilerin hayatını kurtarıyor olabilir ama bundan çok daha fazla insanın hayatını kararttığı bugün net olarak ortadadır.
40 yaşından sonra her kadına mamografi yapılmasını şart koşan Amerikan Kanser Derneği bile bu iddiasından vazgeçti.
İsviçre Tıp Kurulu, yeni meme taramalarının başlatılması ve sürmekte olanların da sonlandırması tavsiyesinde bulundu.
Prostat kanseri taramalarının tamamen kaldırılması tartışılıyor.
Gelelim neticeye
Sağlıklı yaşamanın temel şartı adam gibi beslenmek ve yeterince hareketli olmak ve sigara-alkol kullanmamaktır.
İnsanların acaba kanser miyim acaba kalp damarlarım tıkalı mı acaba böbreklerim çalışıyor mu diye kendilerine hastalık aramaları ve bir kere öleceklerine her gün ölmeleri akılsızlık ve mantıksızlıktır.
Tamamen ticari bir uygulama olan çekap uygulamasına şiddetle karşıyım.
***
Posta gazetesinin haberi:
Aksigorta’nın Yöntem Araştırma’ya Şubat ayında yaptırdığı CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Anketi) yöntemi ile İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Bursa, Kayseri, Malatya, Samsun, Erzurum,Tekirdağ, Diyarbakır ve Trabzon’da yaşayan, kotalı örneklem yöntemi kullanılarak belirlenen 18 – 50 yaş grubuna dahil Türkiye kent nüfusu temsili toplam 808 kişi ile ağırlık kullanılmadan gerçekleştirilen araştırmaya göre, toplumumuzda yalnızca her dört kişiden biri check-up yaptırıyor.
CHECK-UP YAPTIRMIYORUZ AMA…
Araştırmaya göre, check-up yaptırmayanların yüzde 51’i gerek görmediği için yaptırmadığını belirtirken yüzde 18’i vakit ayıramadığından bahsediyor. Yüzde 14 ise check-up yaptırmak içinyeterince sağlıklı olduğunu düşünüyor.
Erkeklerde check-up yaptırma düzeyi yüzde 33 iken kadınlardaki düzey yüzde 21. Hastalıkların erken teşhisinde çok önemli bir adım olan check-up yaptırmayanların düzeyi yüzde 73 iken kanser gibi erken teşhisin çok önemli olduğu bir hastalıksa Türk halkının en çok korktuğu hastalıkların başında geliyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 77’si kansere yakalanmaktan korktuklarını belirtirken kanseri felç olmak (yüzde 22) ve kalp krizi geçirmek (yüzde 18) büyük farkla takip ediyor.
TÜRK HALKI ESTETİK OPERASYONA KARŞI DEĞİL
Araştırmaya katılanların yüzde 70’i estetik operasyona karşı olmadığını belirtirken bu gruptaki her dört kişiden biri bir gün kendisinin de estetik operasyon yaptırabileceğini belirtiyor. Türkiye’deki 30 yaş altı nüfus estetik operasyonlara daha olumlu bakıyor. Estetik operasyon yaptırmak isteyenler arasında yüzde 36 burnundan memnun değil. Karın gerdirme ve saç ektirme de burun ameliyatlarının ardından geliyor.
GÖZLERİMİZE VE DİŞLERİMİZE YETERİ KADAR İYİ BAKMIYORUZ
Aksigorta’nın yaptırdığı araştırmada ilgi çeken diğer iki başlık da göz ve diş sağlığı. 18 – 50 yaş nüfusun yüzde 21’i şimdiye kadar hiç göz muayenesi yaptırmamış. Türkiye’de her dört kişiden birigözlük kullanıyor. Ortalama 26 yaşında gözlük kullanılmaya başlanıyor.
Dişçi korkusu hâlâ devam ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 21’i dişçiden korktuğunu belirtiyor. Bu düzey kadınlarda yüzde 26 iken erkeklerde yüzde 16’ya düşüyor. Türkiye’de yaşayan hemen hemen herkes diş ağrısı çekiyor. Nüfusun yüzde 38’i düzenli olarak muayene yaptırmıyor. Bu eğilim yaş ilerledikçe düşüyor.