Dünya savaş tarihinin ve Türk tarihinin en önemli zaferlerinden biri olan Çanakkale Zaferi’nin 103’üncü yıldönümünü kutluyoruz. Çanakkale; 1915 yılının18 Mart sabahında inancın, azmin, vatan sevgisi, birlik ve beraberlik duygularının, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymadaki kahraman Türk milletinin üstün başarısını gösteren büyük bir mücadelenin adıdır. Bu Savaş; ırkları, renkleri ve dilleri değişik milletlerden oluşan haçlı ordularının, milletimizi yok etmek amacıyla üzerimize saldırısıdır. Bu savaş; Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Laz’ı, Arnavut’u, Arap’ı, Boşnak’ı, Gürcü’sü ile, bayrağını düşürmemek için yan yana şehit düşenlerin, büyük vatan savunmasının birlikteliğin, kardeşliğin, kahramanlığın, imanın nasıl yaşandığının da adıdır.
Çanakkale çağlara hükmeden, nesilden nesillere aktarılacak bir umudun, imanın, hürriyetin mücadelesidir... İnanmış, kahraman insanların, düveli muazzama ya karşı kahraman askerlerimizin din, devlet, vatan, millet, bayrak, mukaddesat aşkına direnerek, yok olduğu sanılan bir milletten "varım" diyebilen bir milletin mücadelesidir. Çanakkale tarihin gördüğü destanlaşan en büyük bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesinin en şanlı, en şerefli zaferidir.
İşte Çanakkale ruhunun esası, onların nasıl şehit olduğundan ziyade, onların nasıl bir manevi ruha sahip olarak yaşadıklarını anlamak ve yaşamak olmalıdır
Çanakkale ruhunu her zaman her yerde taşımak, diri tutmak, vatanın ve milletinin geleceği için şarttır. Bu ruhu Milli hayatımızın, devlet, siyaset hayatımızın, eğitim, kültür, medeniyet hayatımızın tüm alanlarına sokmamız gerekir… Unutmamalıyız ki, toplumları ayakta tutan, diri kılan, milli şuurlarını oluşturmak, hedef ve idealleri etrafında toparlanmak, milli ruhun nesilden nesile aktarılmasıdır.
Dün haçlı ittifakına karşı verilen mücadele bugün de Haçlı-Siyonizm ittifakına karşı verilmelidir. Millet düşmanlarının içte ve dıştan saldırı ve oyunlarıyla İslamın son kalesi olan devletimizi yok etme planlarına karşı “Milletimizi, yine milletimizin azim ve kararı kurtaracaktır.” diyerek birbirimizle dayanışma ve kucaklaşma zamanıdır. Bugün ikbali düşünüp hareket etme yerine ülkesini, bayrağını, dinini, mazlumları ve insanlığı düşünüp hareket etme günüdür.
Türk silahlı kuvvetlerinin Kuzey Irak’ta, Suriye’de imanla, süngüyle yazdığı zafer diplomatik, siyasi zaferlere dönüştürülmeli, bölgenin yerli insanlarıyla “Türkmeneli Cumhuriyeti” kurulmalıdır. Asırlardır Türk toprağı olan bu bölgeden işgalciler gitmeli, ABD-RUS hükümranlık çekişmesi sonlandırılmalıdır.
Çanakkale destanı iyi anlaşılmalı ve bilmelidir ki, Türkiye Müslüman’dır, Türkiye İslam dünyasının ayrılmaz bir parçası olup aynı zamanda Ortadoğu’ya bağlı olduğu gibi geniş manasıyla da İslam ve Türk coğrafyasının kutup yıldızıdır. Dolayısı ile Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, varlığı bu dünyanın beklediği liderliği yapmayı da gerekli
kılar… Yücelmemiz, büyümemizin anahtarı ve tüm dertlerimizin çözümü, Muhteşem Türkiye hedefimizi gerçekleştirmek ve Çanakkale ruhunu çağlara taşımaktır. İnsanlarımız birbirine, inancına ve değerlerine sahip çıkarak Türkiye gelişecek, güçlenecek, büyüyecek, Çanakkale ruhu, şehitlerinin emaneti korunacaktır! Bu duygu ve düşüncelerle bizlere bu vatanı ve değerleri emanet bırakan aziz şehitlerimizi ve kahramanlarımızı rahmetle minnetle, dualarla yâd ediyor, ruhları şad olsun diyoruz.
Türk için zaferler devam etmelidir.İrak ve Suriye' nin kaos durumu misaki milli için bir fırsat doğurmuştur.
Rıfat Beyin Türkmeneli Cumhuriyeti tezi çok heyecan vericidir. Ve Ortadoğu bizim hakkımızdır. Yazarı ve gazeteyi tebrik ediyorum.