Borç, para, para piyasaları, ekonomik kriz ve savaş aslında bunların hepsi tek bir yerde toplanıyor.
Ekonomi demek para demektir. Savaş demek, para demektir.
Açacağım.
Evet bu kadar kestirme ifade ediyorum. Çünkü gördüm ve yaşadım ki, dünya ekonomisi sadece Dolar(para) üzerinden yürüyor.
Gerçi dört döviz(para) daha var. Euro, Sterlin, Yuan ve Yen.
Ekrana Yuan yazdığınızda, Google altını kırmızı ile çiziyor. Ben bu sözcüğü tanımadım diyor. Ama Çin’in onda biri bile etmeyen, YEN yazdığınızda, altını kırmızı ile ben bu sözcüğü bilmiyorum demiyor.
Japonya’nın hiçbir doğal kaynağı, askeri gücü veya dünya ölçeğinde etkisi olmadığı halde, parası döviz olabiliyor.
İngiltere devleti aslında bir döviz bürosuna dönüşmüş bir devlettir. Hiçbir üretimi yoktur. Parası dövizdir.
Rusya’nın enerji kaynakları, yeraltı ve yerüstü kaynakları Japonya’ya göre kat ve kat üstün olmasına karşın, parası döviz olarak kabul görmüyor. Hatta Japonya, enerjisinin büyük bir kısmını da Rusya’dan alıyor olmasına rağmen parası dövizdir.
Neden? Amerika ve Batı kabul etmediği için. Neden kabul etmiyorlar? Dünya piyasaları bizim piyasalarımız, bizim iznimiz olmadan, Bu piyasaya hiç kimse giremez diyorlar.
Ukrayna savaşı gösterdi ki, Batı, yani Amerika Rusya’yı hiçbir şartta piyasada istemiyor. Sen bizim talimatlarımız kadar bu piyasada alışveriş yapabilirsin, o da bizim paramızla olursa olur. Diyor.
Rusya, Avrupa’ya dedi ki, Enerjimi bundan böyle, Ruble ile satacağım. Getirin Rubleyi alın enerjinizi…
Aslında bu savaşın sonucu ya Rusya’yı toptan yok saymak ya da piyasanın bir parçası olarak, Rusya’yı yani Rubleyi, kabul etmek demek olacaktır.
Hem Rusya’nın hem de Amerika’nın ve Batının toptancı davranması, kendi paralarını koruma kavgasıdır.
Çin Yuan’nın arkasında, altın olmasına karşın, Amerikan doları karşılıksız basılmasına rağmen, piyasada Doların etkin olması, Amerikan ekonomisinin Çin ekonomisinden güçlü olduğundan değil, silahının güçlü olduğundandır.
Lakin hem Suriye hem de Ukrayna savaşları gösterdi ki, Amerikan ordusu Rusya’dan ve Çin’den korkmaktadır.
Korkmak sözcüğü çok önemlidir. Amerikan ordusunun artık korku yaratamadığı, dolayısıyla da Dolar için gereken güveni ve kredibiliteyi sağlayamadığı görülmüştür.
Şimdilerde Amerika’da resesyondan söz ediliyor olması, tesadüf değildir.
Paran gitti mi, devletin gider. Kim ki karşılıksız çok para basar, o devlet hızla zayıflar ve kredibilitesini yok eder.
Bizim gibi yabancı parayla borcu olanların durumu; kendi parasıyla borçlananların durumuna göre, iki kat daha kötü etkilenir.
Tüm dünyada borçluluk vardır. Lakin yabancı para ile borcu olanların enflasyonu daha yüksektir.
Ülkemizin, bir türlü, bir ekonomik siyaset üretememesinin asıl sebebi, yabancı parayla olan yüksek borçluluğudur.
Toprak ve vatandaşlık satmak için Çin’de ilanlar veriyor olmamız bundandır. Üretim yok toprak ve vatandaşlık satıyoruz. Yani bedenimizi satıyoruz.
Muhalefetin gerçekler yerine, toz pembe bir gelecek çizmeleri, onların da aynı ekonomik sistem üzerinden gidecek olmalarındandır. Köklü bir ekonomik kararları olmadığındandır.
Ortada öyle bir enkaz ve öyle büyük borçlar vardır ki, aynı sistemle gidersek, borçları 10-15 yılda ödeyebileceğimizden, daha kötü günler bizi beklemektedir.
Savaşı konuşuyorlar da borçları konuşmuyorlar. Bu borçlar savaştan da kötüdür.