Bir Ergenekon Yorumu da benden

 Sevgili okuyucularım.

5- 10 yıldır Türkiye’de ”Ergenekon Örgütü” ile ilgili tartışmalar yürütülüyor. Bu olaya herkes ayrı bir yorum getiriyor.
Bir kısmı diyor ki, ”Ergenekon diye bir örgüt yoktur.”
Bir diğer kısmı ise :”Bunlar, ABD’nin ve İsrail in adamlarıdır”.
Başka bir kısmı “Bunların her birisi vatan kurtaran aslanlardır ” diye ifade ediyor.
Bazıları da, “Bunlar Hükümetleri vesayet altında tutan bir askeri örgüttür.”Ak Parti bunların çanına ot tıkadı.”diye yorum yapıyor.
Peki Nedir Ergenekon örgütü?
Varmıdır, yokmudur böyle bir örgüt?
Ergenekon diye bir örgüt elbette vardır.Kimlerdir bunlar, ne maksatla çalışırlar?derseniz ,sanırım olaya şöyle bakmak en makul bir yoldur.
ABD –İsrail ve İngiltere üçlüsü ,Türkiye de mevcut bazı kuvvetleri mutlaka bir şekilde etkileri altında bulundurmuştur.
Bu sadece Cumhuriyet Türkiyesinde olmamıştır .Osmanlıda da olmuştur. 2.Abdül Hamit’i , masonları kullanarak tahttan indirmeleri de bizdeki hükümetlere karşı darbe olaylarından farklı bir hadise değildir.
Bu saydığım ülkeler, Ordunun Medyanın bürakrasinin ve siyasetçilerin içerisinden temas kurdukları kişi ve gruplarla ,TC Devletini menfaatlerine uygun düşecek şekilde yönlendirmişlerdir.
Bazen askeri kullanmışlar, bazen hükümetleri, bürokratları. Ama basını her zaman kullanmışlardır. Çünkü kamuoyu her zaman önemlidir.
Hükümetler, dediklerini yaptığında sorun çıkarmamışlar ,ancak yapmadığı zaman onları askere dövdürmüşler,idam bile ettirmişlerdir.
Askerin içerisinde ERGENEKON adıyla anılan örgütle Türkiyenin içerisindeki siyasi yapılanmaları dengelemişler ,gençlik örgütlerini ,sendikaları,cemaat ve tarikatları zapt u rapt altına almışlardır.İstediklerinin önünü açmışlar,istediklerinin önünü de tıkamışlardır.
Mesela rahmetli Erbakan hocayı askere kovalatmışlar ,ona destek veren Tansu hanımın siyaseten nesline son vermişler ,Irakta savaş istemeyen Ecevit’li koalisyon hükümetini param parça etmişlerdir.
Şiir okudu diye hapse attırdıkları Erdoğan, ” Irak savaşında size güçlük çıkarmam, ABD ile stratejik ortaklıkta yola devam ederim” deyince onun önünü açarak iktidara gelmesine fırsat vermişlerdir. Askerin ona müdahalesini önlemek için Yaşar Büyükanıt’ı ABD ye çağırarak Erdoğan’a tepki koymamalarını istemişlerdir. O da kabul etmiştir. Ortalıkta rahat rahat dolaşmasının başka bir sebebi olabilir mi?
Daha sonra…
ABD ”Ben artık bundan sonra Ortadoğu da (İslam ülkelerinde)stratejimi değiştiriyorum, adına BOP dediğim yeni bir strateji uygulayacağım.” İşte bu Büyük Ortadoğu Projesine göre artık ABD İsrail ve İngiltere üçlüsü, bugüne kadar azınlık temsilcisi olan zalim diktatörlere yönettirdikleri müslüman halkları ,bundan böyle,o milletlerin içerisinden çıkmış olan milli hareketlere (Ancak bunların ,yumuşak ,batıya karşı tepkisiz olanlarına ) yönettireceklerini beyan ettiler.
İşte bu BOP beyanından sonra bizim Ergenekon’da çatırdamalar oldu.
Ortak özelliği “İslam karşıtlığı ya da düşmanlığı” olan Ergenekoncular temelde ikiye bölündü. Bir kısmı “ABD ne derse o olur “diyerek onlarla kayıtsız şartsız işbirliğini sürdürmeye devam etti. Bir kısmı ise ,biz asla İslamcılarla ,Türk İslam Ülkücüleriyle ,cemaat ve tarikatlarla bir arada yaşamayız ,diyerek ,ABD ve İsrail’in aleyhinde konuşmalara başladı. Ortak ifade olarak ” artık ABD ve İsrail’le bir yere gidemeyiz. İş birliği yapamayız. Çinle –Rusya ile ,İranla işbirliği yapmamız daha iyi olur. Türkiye açısından” demeye başladılar.
ABD ve İsrail fark etti ,istihbaratını devreye soktu. Bunları da konuşmaya teşvik ederek, toplantılarındaki ’’ihtilal yapalım,Türkiye yi ABD ye satan hükümeti devirelim vs.’’ ifadelerini CD ve kasetlerle görüntülü olarak Başbakanın ve Genel Kurmay Başkanının önüne koydu.
Tabiî ki adamların (Hükümet ve Genel Kurmay Başkanının) dengesi bozuldu. Ne yapacaklardı? Karşılarında tehlikeli ve güçlü bir örgüt vardı.
ABD destek verdi. Korkmayın, dedi.Ben yanınızdayım, bu haddini bilmezleri, stratejik ortaklığımızı bozacak bu unsurları yok edin. Üzerine gidin. Ben gerekli istihbaratı sağlarım, yeterli delilleri veririm.
Ve öylede oldu. Toprağın altına saklanmış! Silahları, plan ve projeleri ,birer birer çıkarıldı.(Bir gün bu muammayı da yorumlarız inşallah)
Bu konuda uygulanacak metot ve bilgiler hükümetin önüne kondu ve düğmeye basıldı.
Patır patır koca komutanlar, Genel Kurmay Başkanları v.s tutuklanmaya başlandı.
Tabiî ki bunların arasında Ergenekonla hiç alakası olmayan, ancak sapına kadar ABD ve İsrail düşmanı olan önemli kişiler de vardı.
Böylece ABD diyor ki,’Bana karşı çıkanı yaşatmam sürüm sürüm süründürürüm. Suçu olsa da olmasa da ezerim. Amerika’nın bu niyetini en iyi şekilde eski Yök Başkanı Kemal Gürüz anlamış. Bir sorgudan çıktığında gazeteciler kendisine: Efendim, sorguda size ne sordular, deyince, garip bir cevap verdi. “Arkadaşlar, Amerika büyük bir devlettir. Hiç kimsenin Amerika’ya karşı çıkmak, onun stratejilerine karşı gelmek gibi bir niyeti olamaz.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyeceksiniz değil mi? Siz öyle demeye devam edin, Kemal bey işi anlamış!
Hükümete rağmen Ergenekon soruşturmaları ve tutuklamaları tam gaz yol almaya başladı. (Bu arada, tüm bu istihbarat ve tutuklamaları da cemaate mal etmeyi ihmal etmediler.)
Başbakan yavaş yavaş olayın derinliğine nüfuz etti. Bu Ergenekon olayının aleyhine döneceğini düşünerek:
“Arkadaşlar Ergenekon olayı üzerine bu kadar geniş kapsamlı gitmeyin” diyerek olaya ilişkin ilk demecini verdi.
Fakat uygulayıcılar hız kesmiyordu. Başbakanın bu demecine inat ertesi gün yine toplu ve geniş tutuklama furyası yaşandı.
YORUM EKLE