Amerika’ lı kardiyolog Dr. Stephen Devries AMA’ nın yani Amerikan Tıp Derneği’ nin Halk Sağlığı sayfasında şunları söylüyor:
“KOVİD salgınında virüslerden korunmada maske, fiziki mesafe ve el yıkama ne kadar mühimse ise beslenme de o kadar mühimdir.
KOVİD’ de ağır tablo ve ölümlerinin çoğu obezite, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalığı gibi diyetle yakından bağlantılı hastalıkları olanlarda görülüyor.
Bu hastalıklar sigara içmeme, yeterli fiziki aktivite yanında sağlıklı diyetle önlenebilir.”
Bu sözlere şapka çıkarıyorum. Bir Amerika’ lı kardiyoloğun kronik hastalıkların doğrudan sağlıklı yaşama ile önlenebileceğini kabul etmesi her türlü takdirin üzerindedir.
Hele de diyetin, aterosklerozu (damar sertliği), diyabeti önleyebileceğine ve bağışıklık fonksiyonlarını düzeltebileceğine dikkat çekmesi, ağzından ilaç ve aşı düşmeyen Amerikan Tıbbı yani Modern Tıp adına âdeta bir dönüm noktasıdır.
Buraya kadar her şey güzel ama…
Buraya kadar her şey çok güzel ama sıra diyet tavsiyelerine gelince işler biraz karışıyor.
Meslekdaşımız “Günümüzdeki obezite, tip 2 diyabet ve kalp-damar hastalıkları salgınına doymuş yağlar, şeker ve işlenmiş karbonhidratlardan zengin beslenmenin büyük katkısı olmuştur” diyor.
Amerikalı doktorun, şeker ve işlenmiş şekeri bu hastalıkların sebebi olarak göstermesi modern beslenme bilimine karşı büyük bir karşı çıkıştır, bir devrimdir.
Bu aşamada doymuş yağları da işin içine katmasını anlayışla karşılıyorum.
Kardiyolog meslekdaşımız eminim ki asıl zararlı olanın doymuş yağlar değil endüstri ürünü trans yağlar olduğunu, bu hastalıkların doymuş yağlar değil işlenmiş gıdalardan kaynaklandığını, sağlıklı doymuş yağların bu hastalıkları önlediğini mutlaka biliyordur ama bunları söylerse başına sevimsiz işler geleceğinin de bal gibi farkındadır.
Keza aynı şekilde sağlıklı diyet diye sadece “yarısı sağlıklı” Akdeniz Diyeti, DASH diyeti, vejetaryen ve vegan beslenmeyi öne sürmesine de ses çıkarmıyorum.
Bir anda çıkıp da “kelle paça çorbası için” veya “tıptan uzak sağlıklı hayat” diyecek hâli yok.
Anlayan, anlıyor!
Değerli meslekdaşımın yakın bir zamanda sağlıklı yaşamanın, hastalıklardan korunmanın, işlenmemiş gıdalarla hem et hem ot yiyerek yani atalarımız gibi “adam gibi beslenme” ile mümkün olacağını îlan edeceğine de kalpten inanıyorum.
Gelelim neticeye
Tüm dünya bu salgından kronik hastalıkların ve bunlardan ölümlerin beslenmeyle doğrudan bağlantılı olduğunu, virüslerin değil beslenme hataları ve altta yatan kronik hastalıkların öldürücü olduğunu anlayarak kurtulursa, bu, insanlığın geleceği adına çok büyük bir gelişme olur.
“Bir musibet bin nasihatten evlâdır” diye bir söz vardır.
KOVİD de bize adam gibi beslenmeyi öğretmiş olursa bu musibet çok değerli bir nasihate dönüşmüş olacaktır.