Beyaz ekmek, mısır şurubu ve rafine (işlenmiş) şeker ihtiva eden yiyecek ve içeceklerin bağımlılık yaptıkları ortaya çıktı.
American Journal of Clinical Nutrition simli tıp dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, rafine karbonhidratların yenmesinden sonra kan şekerinin ani yükselmesi ve sonra birden düşmesi beyinde açlık, iştah ve bağımlılık merkezlerini harekete geçiriyor.
Araştırma nasıl yapıldı?
Araştırma 18-35 yaşlar arasındaki fazla kilolu veya obez 12 erkek üzerinde randomize yöntemle gerçekleştirildi.
Bunlara, birkaç hafta ara ile bir seferinde yüksek glisemik endeksli karbonhidratlar bir seferinde ise düşük glisemik endeksli karbonhidratlar ihtiva eden ‘milkshake’ ikram edildi.
Vanilya ile çeşni verilen milkshake’ lerin kalorileri, lezzetleri ve ihtiva ettikleri besin ögeleri (karbonhidrat, protein ve yağ) ve görünümleri birbirinin aynı idi; denekler de her iki milkshake’ in birbirinden farklı olmadığını bildirdiler.
Milkshake içtikten 4 saat sonra kan şekeri seviyesi, açlık hissi ve fonksiyonel manyetik rezonans (FMR) yöntemi kullanılarak beyin aktiviteleri ölçüldü.
Yüksek glisemik endeksli milkshake içenlerde kan şekerinin beklenildiği gibi daha hızlı yükseldiği görüldü ama esas merak edilen bir sonraki öğünün yeme davranışını belirleyen yemekten 4 saat sonraki dönemde neler olduğu idi.
Yüksek glisemik endeksli milkshake içenlerde kan şekerinin 4 saat sonra hipoglisemik düzeye indiği, daha fazla açlık hissettikleri ve FMR’ de beynin arzu, ödül ve bağımlılık davranışlarını düzenleyen bölgelerinin daha çok aktive olduğu görüldü.
Sayıları az olmasına rağmen deneklerin tümünde de aynı cevaplar alındı ve beynin bu bölgelerine olan kan akımı da artmış idi.
Daha önceki araştırmalarda kan şekerinin hızla azaldığı durumlarda insanların onu hızla yükseltecek besinlere yöneldikleri ve yüksek glisemik endeksli besinleri tüketenlerin aşırı yemeye başladıkları gösterilmişti.
Glisemik endeks (GE)
Glisemik endeks (GE) besinlerin kan şekerini ne kadar çabuk yükselttiğini gösteren bir parametredir.
GE ne kadar yüksekse kan şekeri yükselmesi de o kadar hızla gerçekleşir.
GE’ i yüksek olan besinler arasında beyaz ekmek, mısır şurubu, patates ve tatlı meyveler var.
GE’ leri düşük olan yiyecekler (tam tahıllar, bakliyat, sebzeler ve bazı meyveler) ise kan şekerini yavaş yavaş yükseltir, daha tok tutar ve acıktırmaz.
İlaç ve gıda bağımlılığın yeri aynı
Daha önce yapılan çalışmalarda, beyinde ‘nukleus akkumbens’ adı verilen bağımlılık davranış ve duygularıyla ilgili olan merkezin çikolatalı kek yedikten sonra sebze yenmesine göre daha fazla aktivite gösterdiği ve bunun obezlerde zayıf olanlara nazaran daha belirgin olduğu tespit edilmişti.
Nukleus akkumbensin beynin madde bağımlılığı ve istismarında da sorumlu olan bölge olması yüksek glisemik endeksli besinlerin de “bağımlılık” yaratabileceğini düşündürüyor.
Yeni yayınlanan başka bir araştırmada da kokaine bağımlı yapılan farelerin aynı zamanda früktoz şurubuna da bağımlı hâle geldikleri gösterilmişti.
Şekere alıştırılan hayvanlara şeker verilmediği zaman bunlarda ‘yoksunluk’ belirtileri ortaya çıktığı da biliniyor.
Araştırmanın eksik tarafları var
Bir kere denek sayısı çok az; tümü de erkek ve fazla kilolu veya obez.
İkincisi, bu bir sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyan bir araştırma da değil; sadece kan şekeri ve beynin belirli bir bölgesinin aktivasyonu arasında bir ilişki ortaya konuyor.
Gelelim neticeye
BİR: Bu çalışma, rafine şekerin bizim pratikte zaten bildiğimiz özelliklerini bilimsel yöntemlerle gösteriyor.
İnsanların ilaçlar gibi bazı besinlere de bağımlı olabileceklerinin nöro-biyolojik ve davranışsal delilleri ortaya konmuş oluyor.
İKİ: Artık bir hastalık olarak kabul edilen ‘obezite’ ile mücadelede GE’ i yüksek gıdalardan uzak durmanın ne kadar önemli olduğu ispat edilmiş oluyor.
Beyaz ekmek, mısır şurubu ve rafine şeker gibi yüksek glisemik endeksli besinlerin yenmemesinin ‘aşırı yeme hissini’ bastırabileceği de ileri sürülebilir.
ÜÇ: Rafine şekerin ve bunlardan imal edilen ürünlerin üzerine tıpkı sigarada olduğu gibi “Dikkat sağlığınız için zararlıdır” şeklinde bir uyarı konması çok yerinde olur.
DÖRT: 1 Temmuzdan itibaren ekmekteki 17 katkı maddesinin yasaklanması ve tam tahıl unundan yapılan ekmeklerin yenmesinin ne kadar önemli olduğu bir kere daha ispatlanmış oluyor.
BEŞ: Her kafası kıyak olanın alkolik olmadığı ortaya çıkmış oluyor.