Evet…İnsanın mahiyetindeki cüz’î şefkat Allah’ın küllî rahmetine açılan bir pencere gibidir. Eğer insanda bu cüz’î şefkat olmasa idi hiçbir zaman Allah’ın rahmetini anlayamazdı.Kaynağı sahibi Allahtır esmanın…der akıl…
Esma düşmüş aynaya …yaratılanlar ayna…adil olmasaydı bizde adil kelimesi bile olmazdı…
Aynada hakim görülüyor Alim görülüyor…aynamız kadar sınırsız ilminden bir parça aynamızda var…Ey ateist…
İlim kelimesi hakim kelimesi bile olmazdı aynamızda…Sınırsız ilmin sahibi var…sahib var Hakim var…Hz Ademe eşyanın isimleri öğretildi…yani esmanın tecellileri zuhuru gösterildi…hz Adem esma sahibini seyretti her varlıkta…
Neden Yasak ve helal öğretildi cennette hz Ademe…Peygamberlik sistemini inkar eden deist…görev var hılkat bunu haykırıyor…
Peygamberlik görevi farklı görevdir adl sıfatı farklı ceza ve ödül gerekir der.İzinsiz hicret etti hz Yunus ve cezalandı…hz Adem de yasak iş yaptı ve cezalandı…Ceza ve ödülden mustağni olan insan yok…yani İnsan kuluğa mecbur…ilahlık verme insana…
Varlık kainat …bir ağaç insandır bu ağacın meyvesi…”seni yaratmasaydım kainatı yaratmazdım”buyrulmuş…meyvesi olmayan ağacı keserler…Allah her an iradesiyle kainat ağacına müdahale ediyor…ve “Ol” emri yeter…Kainatı insan için insanı da zatım için yarattım…”buyruldu.
Her varlık Cenab-ı Allah’ın isimlerine bir aynadır
Aynadır denilince ayna anlama…”Bilinmek istedi ve yarattı…”bilinmesine vasıta kıldı yarattıklarını…Yani aynanın kinaye ciheti, karşısındaki şeyi güzelce aksettirmesi ve göstermesidir.Minareler bu şuurla okuyor ezanı…
Göz, kulak, dil, burun, beyin gibi insanî vasıflar, her simada toplanmışlar. Bu sıfatların hepsi âlemlere açılan pencereler hükmündedir.
İbnü’l-Arabî metafiziğinde kullanılan sembollerin içerisinde en sık ve belirgin olanı
ayna… Ayna derin anlamlar içerdiğinden dolayı manevî tefekkürün ,özne
ve nesnenin birliğini beraberliğini ama aynılık sanma …Farklıdır ayna ile görüntü…ayna sadece nesnedir fanidir değişkendir…kırılır…Baki değil…temsil etmesi nedeniyle de bilginin en iyi sembollerden birisidir.aynayı yok say…”çek aynayı aradan kalsın yaradan…”..yani “vahdet-i vücut “iddiası aynayı görmeme olmalı…ayna BAKİ değil …ayna değişkendir…fanidir…YOK SAY…eş değerde değil Allahın zatıyla…
Ayna gibi semboller üzerinden metafiziksel anlatımlarda bulunmak, mantıkî
izah biçimlerinin dar kalıplarından kurtularak derin anlamları açıklama fırsatı
verir…
İnsanın bilgi arayışı nesnel bir arayış ama “bilen özne” olması
yönünden bu arayış öznel… Öznellik bilginin göreceli olmasını ifade ettiği kadar
nesnel ve kesin olmasını da ifade eder…
Ayna sembolizminin mahiyetini kavrayamamanın en iyi örneği İblis’tir. İblis’in
insana dair cehaleti, aynanın künhüne erememesinden kaynaklandı. İblis
insanın maddi yönüne baktı… onda manevi/ulvi hakikatlerin nasıl temsil
edilebileceğini kavrayamamıştı…Bu varlık aynasına İblis gibi bakan…Bu varlık esmaya aynadır…Kuru bir madde sanma…Ulvi bir görevi yerine getiriyor bu varlık…esmayı öğretiyor Allahı bildiriyor…Bu varlık sadece nesne değil…Ayna bu varlık kutsal bu varlık yaptığı görevi bil…Kutsal bir görevle görevli bu varlık…
Evet…aynada görülen var ey ateist…ve ayna fani sadece görülen baki…ve ezeli…değişmez…Kaynak ve sahib…tek mevcut…mutlak mevcut…aynayı yok say…bir var bir yok çünkü…İrade edilince var edilmezse yok olur…