Astım “açık ağızla nefes alıp verme” manasına gelen “aazein” fiilinden türetilmiş Yunanca bir kelimedir.
Yüzyıllar boyunca her türlü nefes darlığı astım olarak isimlendirilmiş, 1698’de Floyer astımı “nöbetler halinde gelen nefes darlığı” olarak tanımlanmıştır. Halkımız arasında astım hâlâ nefes darlığı anlamında da kullanılmaktadır.
Astım esasında bir hastalık değil, bir klinik sendromdur. Farklı sebep ve mekanizmalarla ortaya çıkan, ortak belirtileri olan bir hastalıklar grubudur. Astımın ağırlığı ve tabii gidişi de hastadan hastaya çok değişkendir.
Astım yüzyıllardır bilinen ve üzerinde belki de en çok araştırma yapılan hastalıklardan biri olmasına karşın, kesin ve tam, herkes tarafından kabul edilen bir tanımı da yoktur.
Astım farklı bakış açılarından farklı şekillerde tarif edilebilir:
- Klinik tanımlama: Astım, klinik olarak krizler şeklinde ortaya çıkan öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığı ile karakterize bir hastalıktır. Krizler gece ya da sabaha karşı ve havaların değişken olduğu dönemlerde daha sıktır. Tipik fizik muayene bulgusu göğüste duyulan yaygın hışıltıdır.
- Fonksiyonel tanımlama: Astım, fonksiyonel olarak havayollarının tedavi ile veya kendiliğinden tamamen düzelen daralması (reversibl bronş obstrüksiyonu) şeklinde tanımlanabilir. Bronşların, değişik uyaranlara karşı duyarlılığı artmıştır (bronş hiperreaktivitesi).
- Patolojik olarak: Astım, bronşların kronik iltihabi bir hastalığıdır. Bu iltihapta rolü olan hücrelerin başlıcaları mast hücreleri, eozinofiller ve T lenfositleridir. Bronşları döşeyen hücrelerde hasar ve dökülme vardır (kronik eozinofilik deskuamatif bronşit).
Astımın edebi tarifi
Bunlara bir de astımın edebî tanımlamasını eklemek istiyorum. Astım, şairlere bile, ‘Hissediyorum, ama anlatamıyorum’ ya da ‘Bilmezdim kelimelerin kifayetsiz olduğunu…’ türünden sözler söyleten bir hastalıktır.
Benim tarifim şöyle:
Astım aşk gibidir
Aşığı gözlerinden tanırız, astımlıyı hışıltısı ele verir.
Aşk astım gibidir; çaresizdir.
Çaresi olduğunda, aşk da aşk değildir, astım da astım.
Astımın Türkçesi de yok
Astım için Türkçemizde Kayseri, Sivas, Maraş gibi bazı yörelerde halk arasında ‘yelpik’ veya ‘akciğer yelpiği’ gibi isimler vardır, ama bu kelimelerin kullanımı diğer bölgelerde yaygın değildir.
Mesela, bir Sivas türküsü astımı pek güzel anlatır:
Sarac’ın bir muhtarı var
Muhtar demeye bize ar
Nefes boruları pek dar
Döşünü yelpik bürümüş
Kayseri ağzında yelpik, nefes darlığı veya soğuk algınlığı anlamında da kullanılır: ‘Beni bir yelpik bastı az kalsın ölecektim’ veya ‘Sırtını ince giymişsin, yelpik olmuşsun’ şeklinde deyişler vardır.
Afşin’ de ise yelpik sürekli öksürük anlamında kullanılır.
Astım, Türkçe tıp literatüründe uzun süre İngilizce yazılıp okunduğu gibi ‘astma’ şeklinde kullanılmış, ama çok şükür ki kulakları tırmalayan bu yanlış kelime giderek duyulmaz olmuştur.
Halkımız astımı bazen ‘aslım’ şeklinde de telaffuz eder.
Astım için Türkçe literatürde pek çok başka terim de kullanılmaktadır. Astım kelimesinden önce veya sonra bronşial veya bronşiyal kelimesi gereksizdir, zira astım zaten bronşların bir hastalığıdır, başka bir organın astımı yoktur.
Bir zamanlar sol kalp yetersizliğini tarif için kullanılmış olan kardiyak astımterimi de yanlışlığından ötürü artık terk edilmiştir.
Bir hastalık için ne kadar çok farklı isim kullanılıyorsa, o hastalık o kadar iyi tanımlanmamış demektir.
TÜRKÇE LİTERATÜRDE ASTIM KARŞILIĞI OLARAK KULLANILAN DİĞER TERİMLER.
- Astma
- Bronşial astma veya bronşial astım
- Astım
- Astma bronşiale
- Bronş astımı veya bronş astması
- Alerjik bronşit
- Alerjik astım veya alerjik astma
- Nonalerjik astım veya nonalerjik astım
- Spastik bronşit
- Astmatik bronşit
- Astmatiform bronşit
- Reaktif havayolu hastalığı
- Astım başlangıcı
Astım için bu kadar çok ve farklı isim kullanılmasının birkaç sebebi vardır:
BİR: Astım bugün bile kesin ve tam bir tarifi olan bir hastalık değildir.
İKİ: Kesin astım teşhisi koyacak bir laboratuar bulgusu yoktur.
ÜÇ: Astımın hastadan hastaya çok değişen farklı klinik tabloları ve ağırlık dereceleri vardır.
DÖRT: Halk arasında astımın korkulan bir hastalık olması doktorları başka isim bulmaya zorlamıştır.
BEŞ: Teşhisin kesin olması sebebiyle astım isminden kaçınılması da söz konusu olabilir.
Alerjik bronşit
Daha çok çocuk hastalar için kullanılan bir terimdir. Gerçi çocuk astımında alerjik faktörlerin büyük önemi vardır ama burada asıl amaç astım isminden kaçmaktır. Bir çocuğa astım teşhisi konduğunda anne-baba büyük endişeye kapılır, oysa alerjik bronşit daha iyi karşılanan bir hastalıktır.
Spastik bronşit
Özellikle askeri literatürde astım karşılığı olarak kullanılan bir terimdir. Astımlıların bronşlarında spazm olduğu doğrudur ama bu astımda bronşların daralmasına yol açan mekanizmalardan sadece bir tanesidir. Burada da asıl amaç astım teşhisinden kaçmaktır.
Astmatiform bronşit
Kronik bronşit ve astımın birbirinden tam ayrılamadığı, hastalığın bazı özelliklerinin daha çok kronik bronşite, bazı özelliklerinin ise astıma benzediği durumlarda tercih edilmektedir.
Reaktif havayolu hastalığı
Son yıllarda kullanımı bir virüs gibi hızla yayılan bir terimdir. Bu, bazı doktorlar tarafından astım anlamında da kullanılsa da, esasında spesifik bir tanı değildir. Daha çok, astıma mı, bronşiolit veya başka bir nedene mi bağlı olduğu tam olarak anlaşılamayan öksürük, hırıltı ve nefes darlığı olan hastaları tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir.
Astım başlangıcı
Bu da bizim doktorların son yıllarda keşfettiği ve inanılmaz derecede benimsediği bir terimdir. Aynı reaktif hava yolu hastalığı gibi, tanı koymakta zorlanan doktorların sığındığı bir hastalık ismidir.
Doktorlar, astım başlangıcı tanısı teşhisiyle, hastalık ileride tipik astıma dönerse tanıyı atlamamış oldukları gibi, yok eğer geçici bir durumsa ‘Zaten başlangıçtı, tam astım değildi, tedaviyle de geçti’ diyerek kendilerine pay da çıkarıyorlar.
Gelelim neticeye
Hastalarımız iyi ki, daha astımın tarifini bile yapamadığımızı bilmiyorlar.