Ray Sigorta Genel Müdürü Koray Erdoğan, oto branşında yaşanan kronik sorunlara işaret ederek rehabilitasyon şart mesajını verdi.
“Sigorta sektörü için 2018 zor bir yıl oldu, 2019’da zor bir yıl olacak” diyen Ray Sigorta Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Koray Erdoğan, “Sektör 2 yıldır üst üste reel anlamda bir büyüme performansı gösteremedi. 2019 yılında da reel bir büyüme göremiyor olacağız” dedi.
Kasko ve trafik branşında fiyat odaklı rekabetin sektörün teknik karlılığını süpürmeye devam edeceğini vurgulayan Koray Erdoğan, “Sektörün kaskoda mutlaka bir tarife revizyonu yapması, Hazine’nin de trafik branşı için kur ve enflasyondan kaynaklanan maliyet artışlarını dikkate alarak tavan fiyatta revizyona gitmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Ray Sigorta Genel Müdürü Koray Erdoğan ile sektördeki gelişmeleri konuşurken önce rakamlarla güncel durumu değerlendirdi: “Hayat dışı sektörde ekim sonuçlarına baktığımız zaman yüzde 20’lik bir artış görüyoruz. Prim üretimi 38 milyar TL’yi işaret ediyor. Fakat ekim sonu TÜFE oranının yüzde 25 olduğunu düşünürsek sektörün reel anlamda küçüldüğünü görürüz. Geçen sene sonu büyümesi yüzde 12’ydi. Geçen sene de reel büyüme yoktu ama bu sene durum daha vahim gözüküyor. Riskli Sigortalar havuzundan mükerrer yazılan primleri çıkarttığınızda büyüme aslında yüzde 16-17 aralığında. Bu sektör için üst üste reel büyümenin olmadığı ikinci yıl olacak. Ekonomik büyüme yavaşladığında en çok etkilenen sektörlerin başında sigorta sektörü geliyor. Havuz hariç yüzde 16-17 civarında bir büyüme görürüz.”
Erdoğan, 2018’de olduğu gibi sorumluluk sigortaları, sağlık sigortaları ve tamamlayıcı sigortaların ön planda olacağını ifade etti. Erdoğan, beklentilerini şöyle anlattı:
-Teknik sonuçlar endişe verici
Aslında sigorta şirketleri teknik performansları ile genel giderlerini dahi karşılayamaz durumda. Çünkü, hayat dışında, kasko ve trafik sigortalarının etkisiyle hasar prim oranı aracı komisyonlarının da eklenmesi halinde yüzde 95’i aşıyor. Geçen sene kasko da yüzde 75’ler civarında olan net hasar primi yüzde 80’e çıktı. Yıl sonunda yüzde 80’i aşmasını bekliyoruz. Geçen sene trafik sigortalarında yüzde 93.8 olan net hasar prim yüzde 99.3 oldu. Oran değil, miktar olarak bakarsak… Geçen sene trafikte teknik zarar 804 milyon TL’ydi. Eylül sonunda 1.2 milyar TL’ye yükseldi. Kaskonun geçen sene eylül sonu teknik zararı 235 milyon TL’ydi. Bu sene aynı ayda teknik zarar 556 milyon TL’ye çıktı. Bütün branşlar toplamına baktığımız zaman teknik zarar 1.3 milyar TL oldu. Bu rakam geçen sene 565 milyon TL’ydi. Sektörün toplam prim üretiminin yüzde 48’ini oluşturan oto branşı teknik zararda. Hasar maliyetlerindeki artışta henüz tam olarak hasar/ prim oranlarına yansımadı. Prim tarafına baktığımız zaman trafik branşında yüzde 8.1 artmış. Kaskoda 10.3 artmış. Bu şu anlama geliyor. Sektör hasar maliyetlerindeki artışı prim tutarlarına yansıtmakta başarısız olmuş gözüküyor.
-Rehabilitasyon şart
Bu sonuçlar rasyonel olmayan rekabetin bir sonucu. Bu yapının değişmesinde hem sektöre hem regülatöre büyük iş düşüyor. Bizim kasko tarafındaki tarifelerimizi mutlaka gözden geçirmemiz gerekiyor. Trafikte ise Hazine’nin tavan fiyatlardaki uygulamayı hasar maliyetleri ve enflasyona göre revize etmesi gerekiyor. Aksi takdirde sektör 2019’da daha da zorlanacak. Trafikte aylık yüzde 1.5’luk artışın yetmediği ortada. Hazine bunun üzerine enflasyonu gözeterek adım atmalı ki hasar prim oranları biraz daha aşağı gerilesin. Sigorta şirketlerinin mutlaka teknik performans göstermesi gerekiyor. Kaskoda ise sektörün kendini rehabilite etmesi gerekiyor.
-Hazine bonosu almak yatırım yapmaktan karlı
Sektörün karı yüzde 88 artışla 3.2 milyar TL oldu. Sigorta şirketlerinde kar tamamen mali karlardan ve kambiyo karlarından geliyor. Bu uzun vadede sürdürülebilir değil. Sektörün ‘sigortacılık’tan ve ‘teknik’ performansından kar etmesi gerekiyor. ‘Teknik’ zararların etkisini yabancı sermayedar nezdinde şirket birleşmeleri ve satışlar ile görmeye başladık. Bütün büyük uluslararası gruplar teknik performanstan para kazanmanızı bekliyor. Biz sigortacıyız. Biz finansal bir yatırım yapmıyoruz ki… Aksi takdirde bu sermayedar grupları Türkiye’ye gelir Hazine bonosu alır daha fazla kazanır, risk almaz ve operasyonel giderleri de olmazdı. Uzun vadede yabancı oyuncular üzerinde bu performansın etkilerini daha fazla göreceğiz. Rekabeti akılcı kılmak zorundayız.
-13. sıraya yerleştik, hedef ilk 10
Ray Sigorta olarak biz yüzde 27.4 büyüdük ve 640 milyon TL prim hacmine ulaştık. Reel büyüme kaydettik ve trafik hariç pazar payımız yüzde 2’ye geldi. Yine trafik hariç iki sıra yükselerek 13’üncü sıraya oturduk. Karlılık anlamında iyi bir seneydi. Eylül sonu itibariyle Vergi öncesi karımız 46 milyon TL oldu. 8 yıllık planda 3 yılımız bitti. 2020’de yüzde 3 pazar payına ulaşarak ilk 10 şirketten biri olacağız.
-Kaskoyu, kar merkezi haline getireceğiz
Bu yıl kaskoda yüzde 43, nakliyatta yüzde 38, genel sorumluluk branşı da yüzde 45 büyüdük. Tamamlayıcı sağlık sigortaları, mühendislik ve nakliyat 2019’da büyüme lokomotiflerimiz olacak. Ocak ayında devreye alacağımız yeni kasko tarifemizi baştan sona revize ettik. Kasko Ray Sigorta için kar merkezi haline gelecek. 2019’da ayrıca dijital yatırımlarımızın önemli bir kısmı müşteriyle buluşacak. Standart ürünlerde en hızlı olan kazanıyor. Diğer tarafta biz yine müşteriyle bağımızı acenteler üzerinden kuracağız.
“Sermaye şartının yukarı revize edilmesi gerekiyor”
“Sigorta sektörüne giriş bu kadar kolay olmamalı. Çok büyük riskleri teminat altına alan bir sektöre girerken sadece 6.6 milyon TL ödeyerek ruhsat alınamamalı. Bankacılıkta sermaye şartı çok daha yüksek. 39 şirketin 2017 yıl sonu itibariyle öz kaynak toplamı 12.3 milyar TL. En yüksek 4 sigorta şirketi sektörün öz kaynak toplamının yüzde 50’sini oluşturuyor. Sermaye yeterliliğine ilişkin kat sayıların ve sermaye tutarlarının mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor.”