Geride kalan..
Ömürlük sevgilerden..
Yerleşik sevinçlerden
Geriye kalan..
Hayatın size sunduğu çocukluk ortamından…
Tarihin ve toplumun biriktirdiği deneyimlerden, yapılardan,
Şanslardan- şanssızlıklardan..
Diyelim ki, güneyde bir güneş ülkesinde doğdunuz.
Ya da Toros’ların yıldızlara ulaşan zirvelerinde…
Ya da hep inceden gülen Fatsa’lı kadınların arasında..
Veya güzel atlara binip çekip giden iyi insanlar ülkesi Kapadokya’da…
Sarı sıcaklarda da doğmuş olabilirsiniz,
Yağmur yüklü bulutlarını yükseklere doğru koşturan Karadeniz ormanlarında da.
Benim gibi, elleri kuzey rüzgarlarından çatlamış köy çocuklarının top teptiği
akşam alaca karanlıklarından ne kaldı geriye?..
Koskoca bir yalnızlık ve aşılamaz bir yabancılaşma mı?
Ay büyürken oturamam,
Yazmak gerek…
Dikmen yükseklerinden gümüş bir sini gibi yükselmekte ay..
Ay büyürken uyunmaz hatta, belki siyah-gümüş gecede çalışacağız sabaha dek…
Nedir kalan, geriye kalan?..
14 milyar yıllık büyük patlamadan…
5 milyar yıllık yerküreden..
Ve 200 bin yıl önceki ilk insandan bu yana…
Bitmeyen hırslardan, açlık, cinsellik, barınma ihtiyaçlarından, derin ve üretken sevgilerden, özgür sezgilerden, insanın hayvandan farkı olan, tasarlama ve bilinçle planlama işlevlerinden…
Varlık türü olarak insandan, insanın özünden…
Bütünsel bir insan anlayışından..
İnsanın doğaya, üretime ve kendine yabancılaşmasından neler neler kalmıştır geriye,
Hiç düşlediniz mi sevgili okurum?
İnsanın doğayla, başka insanlarla ve toplumla yeniden birleşme çabalarından..
“İnsanın özü(doğası)… Toplumsal ilişkilerin bütünüdür” diyen sakallı amcadan çok şey kalmıştır geriye ve ileriye, en çok da ileriye…
Gelecek, insanın doğayla – toplumla ve başka insanlarla bütünleşmesindedir
çünkü…
Tarihin şaşmaz diyalektiği – etkileşimi bu yönde olacaktır.
Mutlak peşinde gidenlerden
İnsan doğasının mutlak(değişmez) varlığından söz edenlerden
İnsan doğasının hiçliğinden söz edenlerden
Tarihten beslenen, toplumsuz var olamayan, zamana – koşullara göre değişen bir insan varlığından söz edenlerden
kalanlar nedir, bu günlere bir araştıralım.
Şöyle bir inelim yaşamın, insanın dip noktalarına
Ne dersiniz dostlar?
Felsefenin derinliğinden,
Bilimin yöntemsel doğruluğundan,
Sanatın evrensel güzelliğinden payını alamamış görsel sevgi ve sevgililerden…
Kalmıştır mutlaka bir şeyler bu güne-yarına…
Ben ay büyürken duramam dostlar…
Bakarım pencereden evrenin sonsuz gümüş gecesine… Yıldızlarına… Işık kümelerine…
Bir şeyler kalsın isterim böyle geriye – ileriye- sağa – sola
Varlığa-yokluğa…
Bu yazıdan şimdi ne kaldı size?..
Selam olsun içinizdeki yerleşik sevinçlere…