Hastalık Hastaları Gerçekten Hasta Çıktı

Halk arasında “hastalık hastası” olarak bilinen hipokondriyaklarda kalp hastalığı riskinin gerçekten yüksek olduğu ortaya çıktı.

Norwegian Hordaland Health Study kapsamındaki 7052 kişiye ait sağlık kayıtlarının incelenmesiyle yapılan araştırmada hastalık hastası olanlarda kalp hastalığı riskinin gerçekten yüksek olduğu tespit edildi.

1953-1957 senelerinde doğmuş olan katılımcılar hayat tarzları, eğitim durumları ve sağlıklarıyla soruları cevapladılar.

Anksiyete dereceleri Whiteley Index ile ölçüldü. Buna göre en az 31 puan alanlar katılımcıların sağlıkla ilgili anksiyeteleri olduğu ve

bunların katılımcıların yüzde 10 kadarını oluşturdukları belirlendi.

Bu kişiler 12 sene süreyle takip edildi ve çalışmanın ilk senesinde gerçekten kalp hastası olabilecekleri gerekçesiyle koroner kalp hastalığı gelişen veya bu sebeple tedavi gören ya da kalple ilgili bir hastalıktan ölenler dışlandı.

Sağlıkları hakkında endişeleri olanların yüzde 6.1’ inde koroner kalp hastalığı tespit edilirken bu oran böyle bir endişeleri olmayanlarda yüzde 3 olarak bulundu.

Bu, hastalık hastalarında koroner kalp hastalıklarının iki misli daha fazla olduğu anlamına geliyor.

Sigara, alkol, hareketsizlik, aile hikâyesi gibi bilinen kalp-damar hastalıkları risklerine göre ayarlamadan sonra koroner damar hastalığı riskinin hastalık hastalarında yüzde 70 fazla olduğu belirlendi.

Whiteley Index skoru arttıkça kalp hastalığı riski de artıyordu.

Hastalık hastalığı nedir?

Hipokondriyaklar, kendilerini hasta sanırlar veya henüz teşhis edilmemiş bir hastalıkları olduğuna inanırlar.

Bu hastalar doktor doktor gezerler, yapılmadık tahlil, tetkik kalmaz, korkulan hastalığa ait hiçbir bulgu tespit edilemez ama onlar gene de tatmin olmazlar.

Hipokonriyaklarda kalp hastalıklarının daha fazla görülmesine hiç şaşırmadım çünkü anksiyete ve stres kortizol seviyelerini artırır ve bu da başta kalp-damar olmak üzere birçok hastalığın ortaya çıkmasına zemin hazırlar.

Uzmanlar da sağlıklarıyla ilgili endişeleri olanlarda depresyon gibi ruhsal hastalıkların daha fazla olabileceğini ve bunların teşhis ve tedavilerinin bunların kalp hastası olmalarını önleyebileceği görüşünü dile getiriyorlar.

Gelelim neticeye

İnsanların hastalık hastası olmalarında tıp endüstrinin korkutma kampanyalarının çok büyük rolü olduğuna inanıyorum.

Gelişen teknoloji sayesinde hiçbir şikâyeti olmayan sağlıklı insanlarda bile birkaç hastalık bulmak, hiç de gerekmediği halde bunları ilaçlara abone yapmak, en azından bunları takip altına almak artık modern tıbbın rutin uygulamaları arasına girdi.

Sağlıklı yaşamanın tıpla hiçbir ilgisi yoktur, unutmayın ki “Adamın biri doktora gitmiş, gidiş o gidiş!”.

YORUM EKLE