İSTANBUL (AA) - Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Batı, düzensiz geliri olan kişilerin stres kaynaklı pek çok sorunla karşılaşabildiğini belirterek, “Beyinden ziyade merkezi sinir sistemi dediğimiz daha büyük bir olguyu konuşmamız daha doğru olacaktır. Beyin onun hem parçası hem de ana yöneticisidir.” ifadelerini kullandı.
Nişantaşı Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre, pek çok araştırma, düzensiz gelir, maddi kayıplar ve gelir konusundaki belirsizliklerin beyin sağlığını olumsuz etkilediğini gösteriyor. Gelir dalgalanması insan psikolojisi ve vücut üzerinde sanıldığından daha fazla etki bırakıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Batı, düzensiz geliri olan kişilerin sürekli stres halinde olmasından dolayı beyin sağlıklarında sorunlar yaşanabileceğini ifade ederek, yaşam kalitesini artırmak ve daha fazla sosyalleşebilmek için önerilerde bulundu.
Batı, yapılan araştırmalara göre düzensiz geliri olan kişilerin stres kaynaklı pek çok sorunla karşılaşabildiğini ifade ederek, “Beyinden ziyade merkezi sinir sistemi dediğimiz daha büyük bir olguyu konuşmamız daha doğru olacaktır. Beyin onun hem parçası hem de ana yöneticisidir.” değerlendirmesinde bulundu.
İnsan hayatında kayıp ve kazançların olacağını aktaran Batı, “Yaşam koşulları da bu anlamda önemli bir parametredir. Düzensiz gelir kortikal stres dediğimiz süregelen bir strese neden oluyor. Bu noktada yapılan araştırmalar, düzensiz geliri olan kişilerin beyin sağlığının olumsuz yönde etkilendiğini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.
Batı, insan türünün en asli özelliklerinden birinin hayatta kalma, neslinin devamını sağlama ve yaşamını güven içinde sürdürme olduğuna işaret ederek, “Fiziksel, güvenlik ve beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşıladığımız gelir de bunlardan biri. İnsanoğlu, dünyada on binlerce yıl önce başlayan misafirliğinin ilk aşamasında hayatını avlanarak sürdürmeye çalışmış, avlanabildiği süre de kendini güvende hissetmiştir. Temel nedeni budur.” yorumunda bulundu.
- "İstanbul biraz daha şanslı"
İnsanın yaşama, barınma ve gıda ihtiyaçlarını sağlamasının ardından sosyalleşmesi gerektiğine dikkati çeken Batı, şunları kaydetti:
“İnsan sosyal bir varlık. Yaşam kalitesini artırmak sosyalleşme basamağı ile birlikte başlıyor. Amerikalı psikolog Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin yanlış olduğunu savunan yeni bir yaklaşım var. Bu yeni yaklaşımda insanların sosyal bir varlık olarak ilk önce sosyalleşme ihtiyaçlarını gidermelerinin gerektiği vurgulanıyor. Ancak sosyal ihtiyacını gideren insanların diğer ihtiyaçlarını karşılayabileceği ifade ediliyor.
Örneğin, büyükşehirlerde yüzlerce ücretsiz etkinlik düzenleniyor. Bu konuda İstanbul biraz daha şanslı. Ama diğer illerimizde de belediyelerimiz sosyal politikalar konusunda çalışmalar düzenliyor ve ücretsiz olarak vatandaşlara sunuyorlar. Bunları takip ederek hayatlarındaki önemli boşluğu doldurmuş olurlar. Yaşam kalitesini artırmak hayatta derinleşme ile alakalı bir durumdur. Dolayısıyla yaşam kalitesini artırmak sadece para ile alakalı bir şey değil. İnsanlar anlam konusunda derinlikli olmalı, düşünmeli, üretmeli ve iyi sosyalleşmeli.”