Bülbül Gülüne Kavuştu !

1970’li yıllarda iş aramak ve bir ilde çalışmak üzere gurbete çıkmıştım. Henüz liseyi yeni bitirmiştim. Kapı kapı dolaşıp iş arıyordum.” İşçiye ihtiyacınız var mı?” diye soruyordum. Sığınacak bir yerim de yoktu.
Bir ağaç gölgesi, bir kaya kovuğu arıyordum Ankara sokaklarında? Aklıma onlar gelmişti.
O garip gece kondu evine misafir olmuştum.
Ne de olsa akraba ocağı, dost bucağıydı!
O günlerde cıvıl cıvıl üç yavru dolaşırdı bu Ocak’ta…
Sevilmeye muhtaç ana kuzuları: Nurcan, Aysel, Emine…
Biri eşikte, biri beşikte, biri de ana kucağında misali…
Dikmen Deresinde onların cıvıltıları ile mutlu olurdum. Dost kapısıydı evleri, ahbap bucağı, akraba ocağıydı…
Yıllar geçti ama ben o ocağı unutamadım! Ne de olsa ekmek- tuz hakkı vardı.
Günler bir birini kovaladı durdu , gurbet ellere çıkan şu deli gönül şehir şehir dolaştı. Rızık aradı, dost aradı, karın doyuracak bir şehir aradı.
Bu aile dostlarımız, yakın akrabamız rızıklarının peşinden koşup Fransa’ya gitmişlerdi. Uzun bir dönem haber alamadık onlardan. Çünkü ben de rızık peşinde gurbet ellerde dolaşıyordum.
Sonradan düğünde, dernekte bir araya gelip dostluklarımızı pekiştirdik.
O minicik kuzuların serpilip büyüdüklerini, genç kız olduklarını görüp sevinmiştik. Ne garip ki: “Felek Mustafa’ya yar olmadı!” Bu mutluluk çok sürmedi…
Çocuklar büyüdükçe aile dağıldı, dal budak saldı: Her biri Fransa’nın bir şehrine dağılıp koca bir Çinarın dalları gibi yayıldılar ! Sevinilecek yanı ise onların sağlık haberlerini alıyor, mutlu oluyorduk.
Taki 1998 yılı Kurban Bayramının birinci gününe kadar. Bayram havası girmişti gönüllerimize. Her şeyden bi haber bayram Sevinç’ini yaşamaya çalışıyorduk.”Karalı haber tez duyulurmuş !” derler.
Gurbet acısı  bir yakarmış, pir yakarmış yürekleri…
Ancak ölüm pek yaman dokunurmuş Gönüllerlere!..
Çocukken gördüğümüz o Küçük Yavrular büyümüş  taze birer gül dalı oluvermişlerdi. Sonra da Birer birer yuvadan uçuverdiler. Evlenip çoluk çocuğa karıştılar.
Ancak biz onları  o minik küçücük sevimli şen şakrak halleriyle hatırlıyorduk! Kurban Bayramında gelen kara haber soğuk bir duş etkisi yaptı yüreğimize!
Gurbet elde bayram çok dokunuyor insana! Gurbet elde ölüm pek yaman değiyor yüreğinize ? Beyin kanaması geçiren taze fidan, “Gonca bir gül dalında soluvermişti!.. “ Aysel kızımız yakalandığı hastalığa yenik düşmüş oracıkta hayata gözlerini yummuştu! Anne ve baba, vatan bucağı olan Yozgat’ta karalı haberi duyunca şok etkisi yaşadılar!…Keşke ben o ana, o sahneye hiç tanık olmasaydım! diyorum. Beynim durmuş, dünyam başıma yıkılıvermişti!..
Hele annesinin( Ememin) feryatları yüreğimizi delik deşik etti!.. “ Yavrum, Kuzum, Ayselim !” diye feryat ettikçe onun sesi göklerde yankılandı! Ana yüreği dayanır mı bu acıya?..Analar yüreğine taş basarlarmış! Ana yüreği delik deşik olurmuş?
(Ağlar güler ayı misali kimisi de düğün dernek peşinde.. “Ne düğün kalır, ne cenaze” demiş atalar!..)

Hayat devam ediyor, acıya, hüzüne, feryada rağmen…Aysel kızımızın cansız bedeni Cihanpaşa’ya tahta tabut içinde ulaşmıştı. Mezarı başında bayılanlar, ağıt yakanlar ve feryad edenler yüreklerimizi dağladı!.. Bu feryatlardan habersiz Aysel kız sessiz sedasız uzanıverdi kara toprağın bağrına…Ne bir ses, ne bir haber…Sanki küsüvermişti yalancı hayata… “Taze bir gül açmadan dalında solmuştu!”
Nuri ve Azime Baygül çiftinin üçüncü kuzularıydı! Henüz 25 yaşında taze bir gelindi ve onun da minik kuzuları vardı!.. İşte hayat bu kadar acımasızdı! “Yakışmamıştı ölüm Aysel kuzumuza!… “Mezarının üzerine gül diktiler tekrar gül gibi bitsin diye!”… “Su döküp suladılar gülü !..” İki kuzulu gelin bir kurban bayramı günü veda ediverdi yakınlarına!..
Yıl 2020 yine bir Kurban bayramı sonrası: Ona yanık nameler söyleyen, ağıtlar yakan bülbül gülüne kavuştu! Yan yana dizildiler toprağa! Cihanpaşa mezarlığına gül diktik bülbüller ötüşsün diye…Baba ve kızı buluşturdu Mevla!..
Mezarlarının başına “Aysel- Nurullah Baygül” yazıldı dostları unutmasın bir Fatiha okusun diye…Ey yalan dünya sana kim inanır ki? Sen yalan dünya değil misin? Sen sevdiklerimizi bizden çalıp alan dünya değil misin?..

YORUM EKLE