DİYABETLİ HAYATLAR - Diyabete yenilmedi, çocuk da yaptı yüksek lisans da

- Samsun'da yaşayan ve 9 yıl önce tip-1 diyabet hastası olduğunu öğrenen Saliha Nur Oruç, eşinin desteğiyle hastalığın üstesinden gelmeyi başardı - Hastalığı nedeniyle yaşama küsmeyen Oruç, iki çocuk sahibi oldu, yüksek lisans yapıyor - Oruç: - "Diyabetli olmanın normal birey olmaktan çok farkı bulunmadığını düşünüyorum. Sadece biraz daha kendime özen göstermem gerekiyor"

DİYABETLİ HAYATLAR - Diyabete yenilmedi, çocuk da yaptı yüksek lisans da

SAMSUN (AA) - FATİH MEHMET KÜRKÇÜ - Samsun'da yaşayan 35 yaşındaki Saliha Nur Oruç, tip-1 diyabet hastası olduğunu öğrendikten sonra hayata küsmeyip iki çocuk sahibi oldu, eğitimine devam etti.

Yaklaşık 9 yıl önce evliliğinin ilk ayında sağlık sorunları baş gösteren Saliha Nur Oruç, hastaneye giderek tahlil yaptırdı. Oruç'un tip-1 diyabet hastası olduğu belirlendi. Teşhisin ardından tüm hayatı değişen Oruç, yaşamını kullandığı insüline göre düzenledi.

Beslenme şeklini ve hareketlerini belirli bir düzene oturtan Oruç'un bu süreçteki en büyük destekçisi ise eşi Samsun İl Sağlık Müdürü Yrd. Doç. Dr. Muhammet Ali Oruç oldu.

Zamanla diyabetli yaşama alışan Oruç, bugün iki erkek çocuğa sahip. Hobi olarak ney üfleyen Oruç, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisans yapıyor.

- "Zaman zaman kendimi çaresiz hissettim ama yaşamaktan vazgeçmedim"

Oruç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisine tip-1 diyabet teşhisi konulmasının ardından tüm hayatının değiştiğini söyledi.

Teşhis konulduktan sonra aşırı kilo kaybı ve halsizlik nedeniyle 15 gün hastanede yattığını, diyabetten psikolojik olarak etkilendiğini anlatan Oruç, o dönemi eşinin desteğiyle atlattığını, yemek öğünlerine dikkat ederek insülinle vücudundaki şeker oranını dengelemeyi başardığını belirtti.

İlk zamanlar çeşitli zorluklarla karşılaşsa da hastalıkla yaşamayı öğrendiğine vurgu yapan Oruç, şöyle devam etti:

"Tüm hayatımı bir düzen içinde sürdürüyorum. Sabah erkenden kahvaltı yapmanız gerekiyor. İki insülin iğnesi arasının 4-5 saat olması lazım. Canımın istediği gibi yemek yeme, uyuma, spor saatim yok. Hayatımı, kullandığım ilacın saatlerine göre belirlemem gerekiyor. Örneğin insülin iğnesi yaptığım kolumla cam silemem. Çünkü daha fazla insülin kullanmış olacağım. Bu da şekerimi hızlıca düşürecek. Bacağıma insülin yaptıysam yürüyüşe çıkamam."

Oruç, ilk zamanlar hastalığı çok iyi bilmediği için çocuk sahibi olamamaktan korktuğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"İki oğlum oldu, biri ilkokula gidiyor, diğeri ise gelecek yıl anaokuluna başlayacak. Üniversite yıllarında Türk din musikisine gönül vermiş ve ney eğitimi almıştım. Evlendikten sonra yüksek lisansa başvurdum. Hobi olarak ney üflemeye de devam ettim. Diyabetli olmanın normal birey olmaktan çok farkı bulunmadığını düşünüyorum. Sadece biraz daha kendime özen göstermem gerekiyor. Bununla beraber yapmak istediğim şeylere devam ettim. Yüksek lisans yapmaya çalıştım. Çok şükür, anne oldum. Eşimin işi dolayısıyla beş il, yedi sekiz ev değiştirdik. Bunlar çok zor ve yorucu geçti. Zaman zaman üzülüp ağladım, kendimi çaresiz hissettim ama yaşamaktan vazgeçmedim. Bu hastalık kimsenin suçu değil, Allah'tan geldi. Buna sabredip kendimize bakmak zorunda olduğumuzu unutmadan hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz."

Kendisi gibi diyabet hastası olanlara önerilerde bulunan Oruç, hayata küsmeden stresten uzak durup beslenmeye dikkat edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.

Saliha Nur Oruç'un eşi Muhammet Ali Oruç da insanların, kontrol edilebilir bir hastalık olan diyabetle yaşamayı öğrenip hayatlarını normal bireyler gibi sürdürebileceklerini kaydetti.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER