Bu “yalan zamanları” hiç sevemedim.
Nerede, o masum çocukluğumuzun, şimdi “yitik” adresleri?..
Az önce, çağın “küresel aracı” facebook’tan bir haber geldi..
“Allah gani gani rahmet eylesin”..
Haberi, sevgili Halil İbrahim Koç yazmış ve şöyle demiş, bir mektup zarfının sırtını da resimleyerek;
” Beşik pazarında manufaturacı Osman Durdu eliyle Kılıçlı Köyü…”
Evet, yitip giden sadece bir Fatsa evladı değil, belki bir dönem ve tarihti..
Bizim de 1960,70, 80 ve hatta 90’lı yıllarımızın Fatsa’sındaki sabit adresimizdi bu mekan.
Neresi mi?
Beşik Pazarında, Çınar ağaçlarının yanında, bir tarihi dükkan.
Manufaturacı Osman Durdu.
Anneler-oğullar-kocalar-kadınlar-çocuklar orada buluşur, Osman Durdu Bey içeriye giren herkese güleryüzüyle “hoşgeldiniz” derdi.
Mis gibi, basma- pazen-mendil-peşgir-havlu kokardı o küçük dükkan.
Ve hemen girişinde bir posta kutusu.
Tüm gelen mektuplarda yukarıdaki aynı adres..
Çocuklukta, yakın köyümüzden her Fatsa’ya inişte elden geçirdiğim zarflar..
Uzaktayken, İstanbul ve Ankara’dan aileme gönderdiğim her zarfın üstüne ezberimden yazdığım “çocukluk adresi”..
Ve gençlik mektupları..
Ne mutlu bize ki, “sevgili annem-babam” diye başlayan mektuplar çağında geçti çocukluk ve gençlik yıllarımız.
Bayramlarda, özel günlerde gönderdiğimiz kartlar..
Ve hatıralar..
Marguez’in dediği gibi, “…hayat yaşananlar değil, hatırlananlardır, anlatmak için anımsananlardır…”
Çok sağol sevgili Halil İbrahim Koç kardeş..
Bizi memleketin acısından, sevincinden, karından, yağmurundan bilgilendirmektesin.
Osman Durdu ağabeyimize “ışıklı sonsuzluklar” dilerken, anısına, geride bıraktığı güzelliklere, insancıl sevgilere de hep saygılıyız.
Çocukluk ve gençlik adreslerimizi daha çok yazacağız.
Fatsa ve Fındık Öykülerimizi daha çok çoğaltacağız.
Sevgiyle, üretkenliklerle kalınız..