Türk Eczacılar Birliği (TEB), SGK’nın 2019 yılında başladığı tasarruf uygulamalarına 2020 yılında da devam edeceği ve bu doğrultuda burun spreyi, ağrı kesici, pomad ve benzeri kalemlerde toplamda 134 ilacın geri ödeme sisteminden çıkarılacağı yönündeki iddialar üzerine “Sağlığın tasarrufu olmaz” başlıklı bir duyuru yayınlamış (1).
Doğrudur, sağlıkta tasarruf olmaz ama ya gereksiz yazılan ilaçlara, ya kutusu bile açılmadan çöpe giden ilaçlara ve ilaç israfına ne demeli acaba (2)?
Dünya Sağlık Örgütü bile ilaçların yaklaşık yüzde 50’sinin yanlış ya da gereksiz kullanıldığını ya da kutusu bile açılmadan çöpe atıldığını söylüyor (3).
Gereksiz yazılan ilaçları içenler yok yere bunların yan etkilerine maruz kalmıyorlar mı?
Bunların parası hepimizin cebinden çıkmıyor mu, milli servet israf olmuyor mu?
Gelelim neticeye
Daha önce Türkiye’de reçeteye yazılan her iki ilaçtan birinin gereksiz şekilde reçetelendiğini düşündüklerini söyleyen TEB Başkanı Erdoğan Çolak’ ın fikri neden değişti, ilaçlar artık gereksiz yazılmıyor mu (4)?
Bu geri ödeme kapsamından çıkarılması düşünülen ilaçlar sizin gereksiz yazıldığını söylediğiniz ilaçlar olmasın sakın!
Kaynaklar:
1.https://www.teb.org.tr/news/8573/Sa%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n-Tasarrufu-Olmaz
2.https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2011/12/15/7-milyarlik-soygun
3.//www.hurriyet.com.tr/gundem/ilac-israfina-onlemler-19325215
4.//www.haberturk.com/saglik/haber/664503-ilac-israfi-tam-gaz
***
TEB’ in “Sağlıkta Tasarruf olmaz” başlıklı açıklaması:
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2019 yılında başladığı tasarruf uygulamalarına 2020 yılında da devam edeceğini ve bu doğrultuda burun spreyi, ağrı kesici, pomad ve benzeri kalemlerde toplamda 134 ilacın geri ödeme sisteminden çıkarılacağı yönündeki iddiaları basına yansıdı. Ayrıca ikinci aşamada ilaçlarda yüzde 15-20 bandında uygulanan iskonto tutarının yüzde 40 olacağı; üçüncü aşamada ise eşdeğer yerli ilaca verilen ek yüzde 10 destek kaldırılacağı iddialar arasında yer alıyor.
Tüm bu iddialar doğru ise ortada vatandaş adına, halk sağlığı adına sorunlu bir tablonun ortaya çıkacağı aşikârdır. Türk Eczacıları Birliği olarak kurulduğumuz günden bu yana hak temelli bir bakış açısını benimsiyoruz. Sağlığa erişimi; eşit, adil, uygun maliyetli olmasını her daim savunuyoruz. Sağlık alanında eşitsizliğin giderilmesi, toplumun doğru yönlendirilmesi, akılcı ilaç kullanımını sağlayan politikaların geliştirilmesini ve sağlık sistemlerinin erişilebilir olmasını savunuyoruz.
İlaç harcamaları 2005 yılında toplam tedavi harcamalarının %50’sini oluştururken 2015 yılında bu tablo %30 bandına çekilmiştir. Vatandaşın cebinden sağlığa ayırdığı miktar da yıllar içerisinde artmıştır. 2009’da 8,1 milyar TL iken, 2014 yılında 15 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2017 yılında kişi başı sağlık harcaması, tüm sağlık harcamalarının % 17,1’ini oluşturmuştur. Kişi başı sağlık harcaması, 2017 yılında 1.751 TL iken, 2018 yılında % 15,9 artarak 2,030 TL’ye yükselmiştir.
Şayet bu iddialar doğrusu ise üzülerek ifade etmemiz gerekir ki: Bugün gelinen noktada sosyal güvenliğin kapsamını geliştirmekten, herkese ücretsiz sağlık hizmeti vermekten bahsedilen bir durumdan halkın ilaca erişimini zorlaştıracak bir pozisyona gelindiğini söylemek mümkün olacaktır. Zira veriler de bunu kanıtlar niteliktedir. Halkın sağlığa ve ilaca erişimini zorlaştırmak yerine kolaylaştırmak gerekir. Ulaşılabilir sağlık hizmeti için ilaçların geri ödeme kapsamından çıkarılması yerine daha fazla ilaç kaleminin geri ödeme kapsamına alınması gerekir.
Geçmişten bu yana yapılan bu tarz tasarruf girişimleri, SGK harcamalarını aşağı çekmediği gibi aksine geri ödeme kapsamından çıkarılan ilaçların fiyatlarının artmasına neden olmuş halkın ilaca erişimini zorlaştırmıştır. Pek tabii devlet birçok alanda tasarruf yapabilir. Ancak sağlık alanındaki tasarruflar sadece finansal kaygıyla yapılamaz, yapılmamalıdır. Bu konularda atılacak adımlar; ülke gerçeklerine uygun, ilaca erişim koşullarını gözeten, sağlık politikalarında sosyal anlayışı göz önünde bulunduran perspektifte olmalıdır.
Türk Eczacıları Birliği olarak; söz konusu iddiaların yetkili merciiler tarafından aydınlatılmasını bekliyoruz. Şayet doğruluk payı varsa bu adımlardan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz.