Yerli ve milli olmak zorundayız. Şu kutsal vatanda birlikte yaşıyoruz, birlikte yaşamak durumundayız. Ülkemizin kıymetini de bilmek gerekir. İnsan olmakla birlikte hepimiz Adem babamızın torunlarıyız, aslında hepimiz kardeşiz. Kardeşlerin birbirini düşünmesi, sahiplenmesi ve koruması gerekmez mi?. Dünyaya çivi çakıp ebedi kalacak olan var mı? Yook o halde bu kavga, bu aymazlık, bu uyumsuzluk ve acımasızlık niye? Deriz ya: Biz neyi bölüşemiyoruz?
Dünya denilen alemde huzurla yaşamamız gerekirken ne yazı ki bir savaşın içerisindeyiz. Kendi kardeşlerini soyup soğana çeviren, aç bırakan, öldüren ve işkence eden insana kardeş mi denir? Hatta insan mı denir? Bu zulüm niye, bu doyumsuzluk ve acımasızlık niye? Üç günlük dünya için, bir göz açıp kapatacak ömür için değer mi? Ey zalimler, ey hainler, ey katiller kardeşlerinizi katledip aç- susuz ve perişan bırakan sizler değil misiniz?..
Böylesine bir hengamede sömürü düzenini devam ettirerek süper devlet olmuşsunuz, insanların kaynaklarını sömürüp, onları aç, susuz ve sefil bırakarak bir güç elde etmişsiniz!. Şimdi bu gücü insanlığa zülüm ve zalimlik için kullanıyorsunuz. Bu nasıl insanlık, bu nasıl kardeşlik, dostluk? Sonunda yok olup gideceğiniz ve ilahi adaletin huzuruna çıkıp hesap vereceğiniz gerçeğini nasıl unutursunuz? Her gün ölen binlerce hemcinsiniz size bunu hatırlarmıyor mu? Demezler mi senin paran da, devletin de tahtın da başına çalınsın gel bakalım hesap zamanı bu zalimliğin hesabını ver !…
Türkiye; tüm mazlum dünyanın umudu, hatta insanlığın umudu! Çünkü bu zalimlerin saltanatı umut olmaktan çıkmış zulme dönüşmüştür. Bu umudun sönmemesi insanlık için şarttır. Biz sadece Türk Milleti için değil insanlık için ayakta kalmak ve güçlü olmak zorundayız. Bu gerçeği asla unutmayalım!
Mazlum milletlerin umudu olan Türkiye’ye karşı bir ekonomik savaş yürütüyorlar. Bu savaşın baş aktörleri, BATI, ABD ve İsrail gözüküyor; Avrupa Birliği de bu savaşa göz kırpıyor. Ortadoğu’yu dizayn etmek isteyen ve İran ile Türkiye’ye göz dağı veren bu zalim despot devletler sürekli ekonomik saldırılarla karşımızdalar. Faiz, hayat pahalılığı, Dolar ve Euro zulmü canımızı sıkıyor, içimizi acıtıyor. Ancak asla çaresiz değiliz.
Çare biziz, çare yerli ve milli olmaktır. Gelişmek, büyümek, kardeş olmak, Türk mallarını, Türk lirasını korumak ve kullanmak zorundayız. Yerli, kaliteli ve dayanıklı ürünler üretmede söz ve gönül birliği yapmak durumundayız. Türk ve Müslüman dünyasına yakışan da budur. Kaliteli, yerli, sağlam ve dayanıklı mal üretip onu kullanır hale gelmeliyiz. İçe ve özümüze dönmeliyiz.
Dünyadan kopacak mıyız? Hayır dünya ile ilişkilerimiz devam edecek, ticari hayatımız dost ve müttefik diğer ülkelerle devam edecek, ama Türk dünyası güçlü ve muktedir olacak, olmak zorunda kalacak!
Önce bir ve beraber olmak zorundayız. Sonra Türk Dünyasına kucak açmak zorundayız. Zorda olsa Doğu Bloğunu, Türk İslam Birliğini kurmak zorundayız. Sabır, metanet ve dürüst olmak, kardeşçe kucaklaşmak hedefimiz olacak. Türkiye’nin ağabeyliğinde yeni bir dünya düzenini kurmak zorundayız!
Zulüm baki kalır mı? Asla, insanlık tarihi bunun anlamsız ve mesnetsiz olduğunu gösteriyor. Bize sabretmek, kendimize gelmek, yerli ve milli olmak kalıyor. Öyle abuk sabuk konuşup, işi iktidar kavgasına dökenler piyonların ta kendileridir. Bunlar zaten yerli ve milli de değillerdir. Uşaklık bunların ruhuna işlemiştir. Bölücü, tefrikacı zihniyetle yeni bir dünya düzeni kurulamaz!
Kardeş olmak, kucaklaşmak, Şevketle millete sahip çıkmak asıl hedefimiz olmalı! El ve gönül birliği ile devletimize sahip çıkalım göreceksiniz ki, bu zalimlerin sarayları başlarına yıkılacak ve bu zulümler son bulacaktır. Aç ve susuz kalan bu millet Çanakkale Destanını kazanmadı mı? 15 Temmuz da bu hainlere Türk halkı dur denedi mi?
Şüphesiz ki; Türk Milleti ekonomik savaşı da kazanacaktır. Akan kanı durduracak, mazlum milletlere sahip çıkacak ve insanlığın umudu olacaktır. Bunu yolu kardeşliktir, bunun yolu birlik ve beraberliktir. Bunun yolu kalkınmış, büyümüş, gelişmiş Türkiye Cumhuriyetinin süper güç olmasıdır. Türk İslam dünyasının umudu Türkiye’dir; insanlığın kurtuluşu da Türk İslam Medeniyetindedir.