Siyaseti Bu Denli Bölücü Hale Getirmemek Lazım

Siyaset malum bir yönetim anlayışıdır. Makamların paylaşımı da diyebileceğimiz siyasi düşünce bir din ya da mezhep farklılığı değildir. Yönetme sanatı ve idare etme tarzıdır. Bu nedenle acımasız olmak, toplumu kışkırtmak ve birbirine düşürmek insani ve ahlaki bir konu olamaz.

Tarihin her döneminde taht kavgaları olmuş, devleti yönetme adına acımasız çekişmeler yaşanmıştır. Bu amaçla savaşlarda olmuştur. Ne yazık ki bunların içerisinde devletin bütünlüğünü koruma, büyütme ve baki kılmak isteyenlerin yanı sıra sadece makam ve mevki için koşan kişiler de olmuştur. Bu nedenle bitmek tükenmek bilmeyen bir taht kavgası sürüp gitmektedir.

İslamın ve insanlığın öngördüğü temel düstur ehliyet liyakat ve tecrübe birikimi olma zorunluğu söz konusu iken sadece makam ve mevki elde etme için yapılan kavgalar ne yazık ki acıklı ve üzücü hadiselere yol açmıştır. Tarihte bunların örnekleri pek çoktur. Maalesef bunların hepsi şimdi tahtları ile birlikte toprak altındadırlar.

Ülkemiz son derece elim ve acıklı bir deprem hadisesi ile karşı karşıya kalmıştır. Binlerce vefat eden yaralanan kimsesiz kalan; evsiz barksız ortada korunmayı bekleyen insanımız vardır. Asıl derdimiz bu: kardeşlerimizin acısını dindirmek ve onlara sahip çıkabilmektir. Şükür ki Türk Milleti tek bir yumruk olmuş bu yaraları sarabilme adına seferberlik ilan etmiştir. Yedisinden yetmişine herkes yardım için mağdur olan kardeşlerimize sefer olmuş durumdadır.

Ama ne yazık ki: birileri halen siyaset ve koltuk peşindedir. Makam kapma iktidarı devralma adına aklınıza hayalinize gelmeyen bin bir yalan dolan uydurmakta devleti ve milleti meşgul etmektedirler. Onların tek derdi siyasi iktidarı  yıpratmaktır. Ancak bunu yaparken devlete ve millete zarar verdiklerinin farkında değiller midir bilmiyoruz. İnsanın bu konuda aklına şu geliyor; bu makam kavgası değil ideolojik bir savaştır.

Türkiye’yi yıpratmak ve zayıflatmak; hatta bölmek parçalamak ve yok etmek için uğraşanlara malzeme olmak hiç bir vatan evladına yakışmaz. Muhalefet bunu yapıyor demiyoruz asla; ama bunlara fırsat vermesinler diyoruz.

İzliyor takip ediyor görüyorsunuz böyle yaralı acıklı dönemimizde dahi birileri yalan dolanla zihinlerimizi meşgul ediyor. Bir de içimizdeki insanlıktan nasibini almamış olan düşük hainler var. Yağma, hırsızlık, soygun, dolandırıcılık peşinde olan mahluklar… Zaten bu ahlaksızlara insan demek de doğru değil. Onlarla kardeş de olamayız!. Böyle bir dönemde bizi arkamızdan vuran soysuzlar vatana ihanet eden şerefsizlerdir….

Siyaset peşinde olabilesiniz, ülkeyi ben daha iyi idare edebilirim de diyebilirsiniz; iktidara talip de olabilirsiniz. Ama ne olur şu dönemde Türk Milletinin kenetlenmesine, yardımlaşmasına ve seferber olmasına engel olmayın, önüne taş koymayınız. Yoksa bu acılı insanlar sizi asla affetmez. Diyoruz ya: gün birlik günüdür, gün kardeşlik günüdür, gün yardımlaşma ve 85 milyon olarak kucaklaşma günüdür.

Muhalefet yapma yerine yardım seferberliğine katılın, bu insanları candan kucaklayın, milletin gönlünde taht kurun! İşte o zaman asıl  kazanan siz olacaksınız.

Allah bu milleti korusun ve milletimize yardım eylesin. Acımız çok büyük yaramız fazla kanıyor şimdi bu yaraları sarma zamanıdır. Şimdi kardeş olup kucaklaşma zamanıdır; iktidarıyla muhalefetiyle kardeş olma ve yaraları sarma zamanındayız. Biz kardeş olalım yeter: İnanının gerisi kendiliğinden gelecektir.

YORUM EKLE