"Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi haline geliyor"

- Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal: - "2030-2050 projeksiyonlarında birçok uluslararası araştırmada Türkiye, dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi haline geliyor. Çünkü Türkiye'nin potansiyeli diğer ülkelerin büyüme potansiyelinin çok üzerinde" - "Üniversite-sanayi iş birliğine girişen üniversitelere bu programlara mahsus ilave bütçe kaynakları sunacağız"

BAYBURT (AA) - Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, "2030-2050 projeksiyonlarında birçok uluslararası araştırmada Türkiye, dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi haline geliyor. Çünkü Türkiye'nin potansiyeli diğer ülkelerin büyüme potansiyelinin çok üzerinde." dedi.

Ağbal, Bayburt Üniversitesince düzenlenen "Bilgi Temelli Rekabetçi Global Ekonomik Sistemde Yükseköğretimde Yeni Eğilimler" konulu konferansta, üniversitelerin, bilginin ticarileştirildiği, ekonomiye katma değer üretilen yerlere dönüştüğünü söyledi.

Üniversitelerin artık sadece bilim değil patent üreteceğini, Ar-Ge, inovasyon yapacağını, sanayiyle iş birliğine gideceğini ifade eden Ağbal, "Bunlar, üniversitelerin öne çıkan önemli rollerinden. Katma değer oluşturacak. Yani bilim yapıyoruz güzel, eğitim yapıyoruz tamam ama ülkenin katma değerinde de bir katkımız olması lazım." diye konuştu.

Ağbal, üniversitelerin Ar-Ge projelerinin fonlanmasında, kamu fonlaması geriye giderken, sanayi fonlamasının ön plana çıktığına dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Yani bugün Amerikan üniversitelerinde, Çin üniversitelerinde Ar-Ge projelerini kamudan daha fazla sanayi şirketleri fonluyor, sanayi şirketleri destekliyor. Artık üniversitelerin kamu bütçesinden araştırma için ne kadar bütçe aldıkları değil, özel sektörle iş birliği yaparak ne kadar fon sağladıkları konuşuluyor. Dolayısıyla üniversitelerimizin mutlaka ama mutlaka sanayiden daha fazla Ar-Ge fonu sağlamak gibi bir yönelimin olduğunu bilmemiz gerekiyor."

Türkiye'nin son 15-16 yılda olumlu yönde önemli mesafeler kaydettiğini vurgulayan Ağbal, "Ülkelerin gücünü gösteren iki temel bileşim var, dolar cinsinden milli gelirinizin büyüklüğü veya satın alma gücü paritesi bakımından milli gelirinizin büyüklüğü. Aslında en doğru gösterge satın alma gücü paritesine göre ülkemizin büyüklüğü. 2001 yılında biz dünya ülkeleri içinde cari fiyatlarla dolar olarak 23. seviyede iken şu anda 852 milyar dolarla dünyada 17. sıradayız ama daha doğru bir gösterge satın alma gücü paritesi. 2001 yılında biz burada 18. idik, şimdi 13. sıradayız." dedi.

Geleceğe dair projeksiyonlarda, 2030-2050 projeksiyonlarında birçok uluslararası araştırmada Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi haline geldiğini belirten Ağbal, "Çünkü Türkiye'nin potansiyeli diğer ülkelerin büyüme potansiyelinin çok üzerinde. O açıdan küresel ligde Türkiye'nin sıralamadaki yeri önümüzdeki yıllarda artmaya devam edecek." diye konuştu.

Ağbal, Türkiye'nin ihracatta da önemli bir artış yakaladığına işaret ederek, "Bu önemli. Sonuçta bir ülkenin küresel ekonomiyle entegrasyonu, ülkenin rekabetçiliği, yapmış olduğu ihracatla ölçülür. Bir malı üretirsiniz, içeride tüketirsiniz sorun yok. Önemli olan dışarıya satmak. Almanya'ya satmak, Amerika'ya satmak. Burada ihracatta 36 milyar dolardan 168 milyar dolara giden önemli bir sıçramayı yaptık ancak bence bizim potansiyelimiz bunun çok daha üzerinde." değerlendirmesinde bulundu.

- "Dünya ticaret koridorlarının üzerindeyiz"

Türkiye'nin coğrafi konumunun olağanüstü stratejik bir fırsat olduğunu dile getiren Ağbal, şunları söyledi:

"Lokasyon olarak bakıldığı zaman aşağıda Afrika ve Körfez, yukarıda Türki Cumhuriyetler, Rusya, hemen batımızda Avrupa. Türkiye'nin bugün bir daire çizdiğiniz zaman yaklaşık üç saatlik bir mesafeyle uçakla ne kadarlık bir ekonomik bölgeye hitap ettiğine baktığımızda, hiçbir ülke böyle bir fırsata sahip değil. Dolayısıyla bugün uluslararası değerlendirmelerde Türkiye ile ilgili en çok öne çıkan konulardan bir tanesi Türkiye'nin coğrafi konumunun, jeopolitik konumunun son derece lehine olduğu noktasında. Enerji koridorlarının üzerindeyiz, dünya ticaret koridorlarının üzerindeyiz."

Ağbal, dünyada ekonomik gücün batıdan doğuya, kuzeyden güneye kaydığını, ekonomik güç yapısının değiştiğini dile getirdi.

1990'lı yıllarda Çin'in ucuz iş gücü, düşük kaliteli, düşük teknoloji üreten bir ülke olarak görüldüğünü belirten Ağbal, "Şu anda Çin'in ihracatının yüzde 30'a yakını yüksek teknolojili ürün. Dolayısıyla ciddi anlamda ekonomide bir güç kavgası var. Amerika ileriye doğru baktığında 2050'ye, 2100'e baktığında Amerika'nın dünya hasılası içindeki payı olağanüstü bir şekilde aşağı gelecek. Kazananlar kimler olacak? Uzak Doğu, sürpriz bir şekilde Afrika." dedi.

- "Geleceğin kıtası Afrika"

Geleceğin kıtasının Afrika olduğunu söyleyen Ağbal, şunları kaydetti:

"Sahip olduğu genç nüfusla olağanüstü bir şekilde dünya ekonomisine katılmasıyla birlikte Afrika daha fazla yatırım alan, daha fazla üreten bir kıtaya dönüşecek. Kaybedenler yukarıda Avrupa ve Kuzey Amerika. Aşağıda Güney Amerika kazanacak. Neden kazanacak? Çünkü orada özellikle Brezilya'nın oluşturduğu bir ekosistem var. O ekosistem bizim gelişmekte olan 7 dediğimiz ülkeler grubu içinde olağanüstü bir şekilde geliyor. Yani bugün 2000'li yılların başında dünyanın ilk 10 ekonomisi sıralaması 2050'ye gelindiğinde tamamen değişecek."

Ağbal, gelinen noktada üniversitelerin sanayi ile sanayinin de üniversitelerle birlikte çalışması gerektiğini yineleyerek, sanayinin ihtiyaç duyduğu teknolojileri üniversitelerin geliştireceğini, projeler noktasında da sanayinin üniversiteden proje teklifinde bulunacağını ifade etti.

Hem YÖK hem de TÜBİTAK tarafında sanayi iş birliği programları olduğunu, gelecek dönemde buna daha fazla kaynak ayıracaklarını belirten Ağbal, üniversite-sanayi iş birliğine girişen üniversitelere bu programlara mahsus ilave bütçe kaynakları sunacaklarını bildirdi.

Ağbal, yükseköğretimde dijital dönüşüm konusunda bir program başlatıldığını ifade ederek, "Burada üniversitelerle iş birliği halinde 'Dijital çağda yükseköğretimde öğrenme ve öğretme' dersinin verilmesinden tutun da birçok alanda çalışma yapılacak. Buradaki üniversitelerden bir tanesi de Bayburt Üniversitesi. Dolayısıyla burada da inşallah bu programdan yararlanmış olacağız." diye konuştu.

Baberti Külliyesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu'ndaki konferansa, Bayburt Valisi Ali Hamza Pehlivan, AK Parti Bayburt Milletvekili Fetani Battal, Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Ağbal, konferansın ardından Bayburt Belediyesini ziyaret ederek, çalışmalar hakkında Memiş'ten bilgi aldı.


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER